SON DAKİKA
Hava Durumu

Aldığı her nefeste eğitimi düşünüyor

Kitapçılıkla başlamış, dershaneler açmış, kolej ve ana okulları kurmuş. Bursa’da özel okulculuğun öncüsü ve lideri olmuş. Ve en sonunda Mudanya Üniversitesi ile bu kutsal hizmeti taçlandırmış.

Haber Giriş Tarihi: 23.06.2023 13:25
Haber Güncellenme Tarihi: 23.06.2023 13:25
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursasehrengiz.com/
Aldığı her nefeste eğitimi düşünüyor

Artık sadece Bursa değil Türkiye’de ismiyle eğitimde bir marka haline gelen Gıyasettin Bingöl’ün hayatı çok zor şartlarda başlamış. Depremde enkaz altında kalmış sağ çıkmış. Diz boyu yoksulluğun olduğu bir ailede dedesinin de vasiyetiyle okula gönderilmiş. O da dedesinin sesi kulağında azimle okumuş ve ardından okutmayı kendisine hedef edinmiş. Yıllar geçtikçe binlerce insanın hayatına dokunmuş. Eğitimden kazandığını hep eğitime harcamış. Gıyasettin Bingöl, örnek olacak hayat hikayesini ve eğitime bakışını Şehrengiz Dergisi’ne anlattı…

EKMEKSİZ OLUR EĞİTİMSİZ OLMAZ

Bütün sorunlar eğitimsizlikten kaynaklanır. Ekmeksiz yaşarız ama eğitimsiz yaşayamayız. Yanlışlarımız eğitim eksikliğimizden, yaptığımız güzellikler eğitimli olmamızdandır. Eğitim terbiye demektir. Terbiye etmek muhteşem bir şey, bunun tarifi yok. Benim felsefeme göre ‘eğitim veren herkes iyi insan’dır. Onun için biz büyük bir iddia peşindeyiz. Diyoruz ki ‘biz insanları okutacağız ve o insanların beynini doyuracağız’. Dolayısıyla bu sistemi büyütmek için temelden gelmeniz lazım. Biz ‘anaokullarımızda İngilizceyi anadili gibi öğreteceğiz’ dedik ve bunu da başardık.

Bünyemizde 15 bin öğrenci var. Gelecek seneki hedefimiz üniversiteyle birlikte 30 bin öğrenci. Bursa’da özel okula veya özel eğitime giden 3 çocuktan birisi bizim kurumlarımızda ve bu yıllardır böyle. Hedefimizde 2 çocuktan 1’inin bizim kurumlarımızda olması var. Bizim bir sloganımız vardı; ‘2 yaşından 12 yaşına kadar çocuklar bizimle’ diye. Şimdi bu oran 2-22 yaş oldu. Bir anne-baba çocuğunu bizim kuruma gönderdiği zaman yirmi yıl bizimle olacak, iş verirsek ömrünü bizimle geçirecek. Dolayısıyla böyle bir sistem düşünüyoruz. Sıcak, güvenli, gençlerin geleceğini garanti gördüğü bir sistem kurmaya çalışıyoruz. Bursa’da elemana ihtiyaç var, bir potansiyel var ve bu potansiyele cevap verecek bir vakıf üniversiteleri yoktu. Şimdi biz varız, bu da sorumluluğumuzu artırıyor. Daha büyük işler yapmamız gerekiyor. Sorumluluğumuzu biliyoruz, onun için de çok iyi ekipler kuruyor, güzel şeyler hayal ediyoruz.

 

SON PROJEM MUDANYA ÜNİVERSİTESİ

2004’te ‘2010’da kolej kuracağız’ dedik. 2008’de kolejimizi açtık. ‘2020’de üniversite açacağız’ dedik. Pandemi olunca 2 yıl geriye attı. Sistem olarak kendimizi hazırlamış, 2020’de binamızı bitirmiştik. Şükür ki bugün kurmuş durumdayız artık bahanemiz yok, çalışma zamanı. Bir annenin üç çocuğu varsa ilk çocukta acemi ve tecrübesizdir, ikinci çocukta tecrübe kazanır, üçüncü çocukta tam bir anaç olur. Bu iş aleminde de böyle. İnsan başta bildiğini zannediyor. Benim bir şansım vardı. Belediye Meclis Üyeliği yaptım ve kenti öğrendim. İl Genel Meclisi Üyeliği yaptım ve devleti öğrendim. BTSO Meclis Üyesi oldum ve Bursa iş dünyası ile dinamiklerini öğrendim. Ayrıca eğitimci olmamdan dolayı anneleri, babaları, çocukları, aile yapılarını biliyorum. Yaşıyorum ve hissediyorum. Bunların hepsinin bir araya gelmesi büyük avantaj sağlıyor. ABD’de çok üniversite gezdim. Finlandiya’daki üniversiteleri gezdim. Türkiye’deki önemli vakıf üniversitelerine gittim. Bizim de hedefimiz bunlar gibi bir üniversite kurmak. Benim son projemdi bu. Vakıf üniversitesi kamu üniversitesidir, yani herkesindir. Herkes katkı koyacak. Katkıda bulunmuyorsanız o şehre, çocuklarımıza ve insanlığa ihanet etmiş olursunuz.

 

BİLİMİN MERKEZİ OLACAK

Türkiye’nin en genç üniversitesiyiz. İlk yılımızda, Endüstri Mühendisliği, Hemşirelik ve Psikoloji bölümleriyle, İlk ve Acil Yardım, Tıbbi Görüntüleme, Fizyoterapi ve Anestezi programlarında kontenjanlarımızın tamamı doldu. Çok sayıda yabancı öğrencinin de tercihi olduk. Mimari tasarımı, doğa içindeki kampüsü, laboratuvarları, kütüphanesi, modern sınıfları ve öğrencilerin her türlü sosyal ve sportif faaliyeti gerçekleştirebileceği imkanlarıyla ön plana çıkan Mudanya Üniversitesi’nde, TÖMER ve Sürekli Eğitim Merkezi de hizmet vermeye başladı.  Önümüzdeki yıllarda yeni bölümlerle büyüyeceğiz. Çağrışan Kampüsümüz 5 bin öğrenciyi kaldırabilecek kapasitede. Ama 10 sene sonra çok farklı şeyler konuşabiliriz. Mudanya Üniversitesi ile bu bölgenin de çehresi değişecek. Ekonomi canlanacak, Bursalı öğrencilerimiz başka şehre gitmek zorunda kalmayacak. Gün gelecek burası bambaşka bir yer olacak. Yeni yaşam alanları oluşacak. Bilimin merkezi olacak. Üniversite kurulmadan İngiltere’de birkaç üniversiteyle anlaşma yaptım. Zaman içerisinde öğrenci değişim programına geçeceğiz. Öğrenci isterse 1 yılını Mudanya Üniversitesi’nde, 3 yılını İngiltere’de okuyacak. Tam tersini yapması da mümkün. Biz ortaokul ve lise çocuklarına vize alıp İngiltere’ye gönderiyoruz. Çocuğun ömür boyu vize problemi olmayacak, bu başlı başına büyük bir mesele.

ŞEHİR İLE İÇ İÇE OLACAĞIZ

Dolayısıyla çocuğu dünya vatandaşı yapıyoruz. Bunu üniversiteye taşıdığımızda bambaşka bir şey olacak. İş dünyasının önemli isimlerinden oluşan İstişare Heyeti kurduk. Bu iş insanları ders de verecek. Bursa sanayisi ile ortak bir proje üzerinde çalışıyoruz. İngilizce açtığımız bölümlerde okuyan öğrencilerimize her yıl staj imkanı ve okul bitiminde iş garantisi sağlayacak, bir sistem yaratmaya çalışıyoruz. Sanayiciler bizden yazılımcı, bilgisayar mühendisi, işletme mühendisi, endüstri mühendisi bekliyor. Bursa’nın en önemli sanayi kuruluşlarıyla protokollerimizi imzaladık. Bursa’da bir ilk olacak. Bursa çok önemli bir ihracat kenti. Bu kente kalifiye eleman lazım. Öğrencilerimiz okurken buralarda staj yapacak ve okul bitince işe girecekler. Bizim İngilizce eğitim verecek olmamız bu nedenle çok önemli. Sanayi ile iç içe olacağız ve üniversitemizin popülerliği artacak. Bundan sonra Bursa’nın kapalı çarşısını, hanlarını, bilinmeyenlerini öğretmek istiyoruz. Buna ön ayak olmak istiyorum. Üniversiteyi şehre taşımak istiyorum. Çocuklar, Hanlar Bölgesi’nde çay-kahve içerken ecdadını düşünebilsin. Çalışmalarımız devam ediyor. Misafirhaneler açacağım. Bursa’ya geldiniz, gezmek istiyorsunuz, üniversitenin misafirhanesinde kalacaksınız. Sosyal alanlar oluşturacağız. Bunu yaptığımız zaman üniversitemiz Bursa ile iç içe olacak. Bunları anlattığım zaman çok önemli insanlar destek oluyor. Herkes çok mutlu oldu; demek ki Bursa’da bu bir ihtiyaçmış. Bu ihtiyacı karşılamak şükür ki, bana da nasip oldu.

 

BURSA’YI ÇOK SEVİYORUM

Ben Bursa’yı çok seviyorum, bir Bursa aşığıyım. Bursa’nın bütün eksilerini artılarını da iyi bilirim. Nasıl tahrip olduğunu ve tamir edileceğini de iyi bilirim. Bursa’da kazandım, Bursa’da büyüdüm, Bursa’ya yatırım yaptım. Muş’ta, Van’da, Üsküp’te, KKTC’de yaptığım hayır hasenat işleri var; ama en mutlu olduğum Namazgâh’ta yaptığım Gıyasettin Bingöl İlköğretim Okulu’dur. Böyle şeyler beni çok mutlu ediyor. Bursa’da eğitime yaptığım katkılardan dolayı çok mutluyum. Zaman zaman çok yoruldum ama pes etmedim.

SIKINTILAR BENİ GELİŞTİRDİ

Ben eğitimde hiç para düşünmedim. Para arkasından geldi. Çok fakirlik içinde okudum. Varto depreminde enkazda kaldım. Bu zor şartlar insanın hayalini genişletiyor, besliyor. Çıkmak için çareler arıyorsunuz. Çok sıkıntılar yaşadım, o sıkıntılar hazineydi. Onlar beni yetiştirdi. Bir de benim çevrem de hep böyleydi. Onları kurtarma misyonunu da yüklendim. Dedem babama vasiyet etti; ‘bir tane bile keçin kalsa bu çocuğu okutacaksın, bu çocuk da bu yöreyi kurtaracak’ diye. Bu benim için büyük motivasyon olmuştur. Doğduğum yerden çok çocuk getirip okuttum. Bugün Muş’ta daire başkanlarının yüzde 80’i benim öğrencim. 1986’da ailemi Bursa’ya getirmeye karar verdim. Eşime dedim ki ‘Bizim aile çok garibandır, kızları sen okutacaksın erkekleri de ben okutacağım.’ Bir kamyon kiralıyorlar, kamyona kedisini, köpeğini, tezeğini, tandırını dolduruyorlar. Bir kardeşimin hanımı kamyonda doğum yapıyor. 3 gün sonra Bursa’ya geliyorlar. Ben bunları karşıladım; ama çok şaşırdım. Şoke oldum resmen. ‘Bu benim ailem olamaz’ dedim. Sonra kabullendim ve onları Fomara’da eski bir Bursa evine yerleştirdim. Çocukların hepsini okuttuk. Şimdi o kamyondan en az 10 mühendis, en az 10 doktor, öğretmen çıktı. Kamyonda doğan kız şu anda İzmir’de öğretmen. O kamyondan, Sınav Okulları çıktı, Mudanya Üniversitesi çıktı. Bunların hepsi zenginlik. Bunları gençlere, çocuklara anlatıyorum. Azim, kararlılık, samimiyet, inanmak, sevgi ve dürüstlük benim yaşam rehberim oldu. Hayatımda disiplini ve kaliteyi hiç bırakmadım.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.