1950’li yıllarda baba mesleği tütüncülük eskisi gibi para getirmeyince, önce dokumacılık sonrasında ise askerlik yıllarından ilgi duyduğu sinemacılığa atılan Bahri Akkuşoğlu’nun sektördeki macerasını Ekrem Hayri Peker kaleme aldı…
Haber Giriş Tarihi: 08.11.2022 22:16
Haber Güncellenme Tarihi: 08.11.2022 22:16
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursasehrengiz.com/
İşte sinema tarihinin canlı kütüphanesi 89 yaşındaki Akkuşoğlu’nun anlatımıyla Hülya Koçyiğit’ten Türkan Şoray’a, Ediz Hun’dan Ahmet Mekin’e Yeşilçam ünlüleri gibi Bursa’da açılan sinema salonları ve çekilen filmlerin hikayesi…
Dilek Sineması’nı yaptıran Tarık Segban ve kardeşi Ali Segban, Bursa’da sektörle ilgilenenlerin yakından bildiği isimler. Ama Bahri Akkuşoğlu hatırlanmıyor. Dilek Sineması’nı açan Segban Kardeşler, Bursa’ya dışarıdan geldiler. Segmanlar’ı Kozabirlik Müdürü Sabri Pozen getirdi, Ablaları eşiydi.
Tarık Segban doktordu. 20 Ocak 1952 tarihli Ant Gazetesi’nde bir ilan görüyoruz. Bursa’ya yerleşen Röntgen Mütehassısı Doktor Tarık Sekban’ın açtığı muayenehanenin ilanı gazetede yayınlanıyordu. Kısa bir süre sonra Tarık Segban kardeşiyle beraber sinema işletmeciliğine soyunurdu.
Ali Segban’ı 1967 yılında 38 yaşında geçirdiği kalp krizi sonunda vefat etti. Mudanyalı sinemacı Ümit Aktan, “Hastaneye ben götürdüm, kol düğmeleri bende kaldı” demişti.
Yetmişli yılların sonunda Tarık Segban, Dilek Sineması’nı satıp, ABD’de yaşayan kızının yanına gitti ve bu ülkeye yerleşti. 65 yaşında da orada vefat eti.
İNCİ SİNEMASI
1933 doğumlu Bahri Bey, Bursa’nın köklü ailelerinden birisi ve sinemacılığa onlardan çok daha önce, 1955 yılında başlamış. Babası Kapalıçarşı esnaflarından olan Bahri Bey, sinemacılıkla nasıl tanıştığını ise şöyle anlatıyor:
“Çocukluğumda Ulucami’nin yanındaki merdivenlerin olduğu yerde İstanbul Sineması bulunuyordu. Eski bir yapıydı. Onun dışında Ünlü Cadde’de Milli Sinema bulunuyordu. Türk Ocakları İpekçilik Caddesi’ndeki Ermeni Kilisesi’nde film oynatmış. Bursa’da en modern sinema Saray’dı. Sonra Tayyare Sineması yapıldı. Baba mesleğimiz tütüncülüktü. Tütün eskisi kadar para getirmeyince tütüncülüğü bıraktım. Daha sonra dokumacılık işine girdim. Dokuduğum astarlık ve diğer kumaşları İstanbul-Sultanhamam piyasasında satıyordum. 1958’de Bursa’daki Şar Kulübe üye oldum. Askerliğimi 1955-56 yıllarında yaptım. Komutan postası olarak Malatya ve Diyarbakır’da askeri birliklerde film oynattım. Türkiye, NATO’ya girdikten sonra Amerika’dan hibe olarak yanlarında jeneratörleriyle takım halinde çok sayıda film makineleri geldi.
İnci Sineması 1940’lı yıllarda açıldı. Şehir merkezinde olduğu için seyirci rahat rahat gelirdi.
6 emmuz 1947
Orada Arabacılar Hanı bulunuyordu. Yugoslavya’dan gelen makinistliği bilen Hakkı Tura burayı açtı. Ben ondan devraldım. Kapalıçarşı yangınında İnci Sineması hasar gördü, tamir ettirdim. Yan tarafındaki bahçesinde Yorgancılar Çarşısı açıldı.
İnci Sineması (Resim: Umut Göktaş)
Bir döneme damgasını vuran “Bataklı Damın Kızı Aysel” filmi Bursa’da ilk kez İnci Sineması’nda oynadı.
FOSFORLU CEVRİYE
Yolgeçen Sineması’nı Avukat Mümin İğmen açtı.
Ahmetpaşa otoparkının girişinde, Şimkeş Mescidi’nin arkasındaki bahçe bir kadına aitti. Burada yazlık Lale Sineması açıldı.
Sümer Sineması, Köylü Pazarı’nın olduğu yerdeydi, yıkıldı ve yerine köylü pazarı yapıldı. Devlet Sineması’nın arkasındaki boş alanda Sümer Sineması tekrar açıldı. Sinemayı açan Çoskun Nomer’di. Belediye ile rüsum yüzünden başı derde girdi. O da tuttu, biletsiz, bedavaya film seyrettirmeye başladı. Daha doğrusu, sinemanın önünde o zamandaki film ücreti olan bir liraya çikolata, nane şekeri satıyordu. Onu gösteren sinemaya giriyordu. Belediye sonunda bir bahane bulup, sinemayı kapattı. Çoşkun Bey, Muradiye’de Çiçek Sineması’nı açtı, işletemedi. Ben alıp, işlettim. Asabi tipli bir arkadaştı. Genç yaşta kaybettik.
İhsan Bey (Akseki) diye bir arkadaş Demirkapı’da yazlık ve kışlık bir sinema açtı. Kışlık Arzu Sineması fazla çalışmadı ama yazlık Yıldız sineması çalıştı. Yıllar sonra yeri ayakta duruyor.
Benim oynattığım filmleri geçen tek film “Avare” filmiydi. 1957–58 yılı olmalı, onun bu kadar tutacağını tahmin edemedim. O yıllarda İnci Sineması’nı işletiyordum. Ben de altta kalmadım, Neriman Köksal’ın başrolde oynadığı “Fosforlu Cevriye” filmini oynattım, Neriman Köksal’ın çok tutulduğu yıllardı. Film çok iyi seyirci çekti, Avare’nin karşısında ezilmedim.
Bursa’da 17 film firmasının film dağıtıcısı oldum. Yazlık sinemalardan İnci, Rüya, Park, Zafer, Kışlık sinemalardan Yeni ve Kısmet sinemalarını işlettim. Uluyol’da dokuma fabrikalarının olduğu yerde Yıldız Sineması’nı açtım. Yer sahibi Fatma Hanım’dı. İnci sinemasını 1975 yılında kapattım.
1963 yılında Ali Segban ve Hakkı Tura’yla Sinemacılık Kollektif Şirketini kurduk. Marmara, Yeni, Zafer, İnci, Tan sinemalarını bu şirket işletti.
1972 yılında Sinemacılık Kollektif Şirketindeki hissemi ortağım Hakkı Tura Bey’e devrettim. Türkiye’nin en modern tavukçuluk işletmesini kurdum. Sonraki yıllar bu sektörden de ayrıldım.
RÜYA SİNEMASI *
Rüya Sineması’nı 38 yaşında kaybettiğimiz Ali Segban’la beraber açtık. Açılışa Nesrin Sipahi’yi davet ettik. Para almadan sahneye çıkmadı. Dere kenarına büyük bir pano yaptırmıştım. Oynayan filmlerin afişleri Setbaşı’ndan görünürdü. Rüya Sineması’nda film ücreti bir liraydı. Nesrin Sipahi geldiği akşam 2,5 TL yaptık.
Rüya Sineması’na Elmasbahçeler’den çok sayıda seyirci geliyordu. Kimi Roman vatandaşlar yanlarında getirdikleri yiyecekleri, domatesleri yerlerdi. İçeri kalabalık girerlerdi. Birkaç kişiyi aralarında biletsiz sokarlardı, biz de göz yumardık.
Kapalıçarşı yangınından sonra İnci Sineması’nı yeniden açtım. Sonbahar mevsimi bitiyordu. Belediyenin belirlediği sezonun sonundaydık. Aysel Tanju’nun da oynadığı bu filmin afişinde Aysel Tanju’nun çıplak göğüsleri yıldızla kapatılmıştı. Yerel gazetelerden birisi (Bursa Hakimiyet’te yazan Enver Ayhan) bu afişi bahane ederek “Seks Filmi Oynatıyorlar” diye haber yaptı ve bu haberi sürdürdü. Bu reklamın etkisiyle seyirci patlaması oldu. Sezon kapanış tarihi bitti. Talep çok, resmen seyirci patlaması oldu. Belediye bir yandan kesilen biletlerden rüsum alıyordu, diğer yandan da her gece 50 lira ceza kesiyordu. Sinema Ekim sonuna kadar açık kaldı.
PARK SİNEMASI
Kültürpark’ta belediye 2 bin 500 kişilik bir sinema açmıştı. Burasını Esat Acar 1974 yılında Gazino yaptı, işletemedi. Ben devraldım, Park Sineması adıyla sinemaya çevirdim işletmeye başladım. Uzun yıllar güzel iş yaptım ama televizyon iyice yayılınca seyirci sayısı azaldı, kapatmak durumunda kaldım. Masalı güzel bir sinemaydı.
Televizyon yaygınlaşınca yazlık sinemaların seyircileri yavaş yavaş televizyon dizilerine bağlanmaya başladı. Kaçak dizisi çok tutulmuştu. Dizinin finali oynadığı gece Park Sineması’nda tek seyirci yoktu.
Bir gece Emel Sayın ve Müjdat Gezen oynadıkları filmin galası için geldiler. 2 bin 500-3 bin kişilik sinemaya 800 izleyici geldi.
Park Sineması’nın açılışına Ediz Hun’u getirdim. Buraya gelen Avni Dilligil Tiyatrosu iş yapmayınca kendilerinden para almadım. Lale Oraloğlu’nun oynadığı “Kadınlar Iıh Derse” oyunu tıklım tıklım doluydu. Ama oyun esnasında yuhalayanlar oldu. Oyundan sonra o gece kaçtılar.
Lale Oraloğlu Venedik Film Festivali’nde (20 Aralık 1957 Yeni Ant)
İŞ YAPACAK FİLMLER
Yeni Sinema’nın yeri Gökçenlerindi. Ben kiralayıp, işlettim. Eski bir sinemaydı. Ali Segban ve kurduğum Sinemacılık Kollektif Şirketi burayı işletiyordu. Ali Osman Sönmez burayı alana kadar işlettim. Yeni Sinema’da aksiyon filmlerini oynatırdık. Kısmet Sineması’nda Türk filmleri oynatırdık. Çarşamba günleri kadınlar matinesi yapardık. Sinemanın hemen altında Siemens bayi Selahattin Tokur’un mağazası bulunuyordu. Kışlık Zafer Sineması açılamadı. İki katlı binanın üst katını sinema yapmak isteyen Hayri Küçük bu sinemayı açamadı.
Kışlık Çınar Sineması’nı Mustafa Tekin açtı. 150 kişilik hangar gibi bir yerdi. Sinemalar arasında film dağıtan Özhan Boysan Kiremitçi Mahallesi’nde Konak Sineması’nı açtı.
İş yapacak filmlerin kokusunu çekilirken alırdım. Dağıtım ücretinin üç–dört katını verirdim. O yüzden dağıtımda bana öncelik verirlerdi. Nuri Sesigüzel’in ilk filmi “Fabrika Gülü” filmi İstanbul’da 7 hafta vizyonda kalmıştı. Minibüsle gidip, almıştım.
Bursa’da çekilen filmlere yardımım oldu. Yapımcılara kalacak yer, araba tamiri gibi birçok konuda yardımcı oldum. Evim sinema yıldızlarına açıktı. Murat Soydan Türkiye güzeli Güler Samuray ile evimde nikah kıymıştı.
Yılmaz Güney, Bursa’da “Alageyik” filmini çevirirken, hapse düştü. Kendisini ziyarete giderdim. Hapishane müdürüyle satranç oynardı. Kendisi 1953 yılında Dar Film’de çalışmaya başlamıştı. Bursa’da birçok filmin çekildiği, Samanlı Köyü yolu üzerindeki Dikencik çiftliği 10 bin dönüm büyüklüğündeydi. Alkoçlar akrabamızdı. Onların arabalarıyla Rüçhan Adlı ve Türkan Şoray’ı Bursa’ya getirirdik.
1970 yılında Yılmaz Köksal’ın çevirdiği filminde bir figüran teleferikten düşerek öldü. Cenazesini İstanbul’a ben gönderdim. Şükran Özer Harmancık’da film çevirdi. En çok filmi Türker İnanoğlu’nun sahibi olduğu Erler Film’den alırdım.
YEŞİLÇAM’DAN HİKÂYELER
Ahmet Mekin, Muhterem Nur ve Salih Tozan’ın başrollerini oynadığı “Gurbet Yolcuları” filmi çekilirken araba verdim. Bu filmin bazı sahneleri Misi Köy yolundaki bir değirmende çekilmişti. Salih Tozan, Muhterem Nur’a “Sultanım, benimle evlenir misin?” diye takılıyordu. Muhterem Nur da “Abi, zengin desem değilsin; Genç desem genç değilsin. Ben ne diyeyim” diye cevap verirdi.
Misi köyünde film platosu olarak kullanılan değirmen
1967’de Samanlı Köyü’ndeki Dikencik Çiftliği’nde; Uyanık Film tarafından, Hülya Koçyiğit ve Nuri Sesigüzel’in başrollerde oynadıkları bir film çekiliyordu. Hülya Koçyiğit, dönemin ünlü futbolcularından Fenerbahçe’de oynayan Selim Soydan’la nişanlıydı. Filmin set amiri arkadaşım Kürt Cemil; ‘Selim Soydan geldi’ dedi. Hülya Hanım 2–3 gün izin istedi. Fazla sahnesi kalmamıştı, izin verdik. Daha sonra yapımcı önce gazetelere “Hülya Koçyiğit setten kaçtı” diye haber uçurdu, sonra yanına aldığı gazetecilerle yaşadıkları evi bastı.
Kapı açıldı, patlayan flaşlar, sonra gazetelerde, dergilerde boy boy fotoğraflar. Filmin bu şekilde reklamı oldu. Başka bir reklam usulü de başrollerde oynayan oyuncuların birbirlerine “Âşık” oldukları haberleriydi.
ŞAHENE KADIN
Cingöz Recai olarak tanınan Turan Seyfioğlu alkolden hayatını yitirdi.
İstanbul’dan sinema yıldızları kayak yapmaya geliyorlardı. Onları Uludağ’a götürürdüm. Müzeyyen Senar, sadece kendi içki şişesinden içerdi. Babası Kapalıçarşı’da şıra satardı.
Sinemacılar arasında ‘Bahri Bey’in masasında hesap ödenmez’ sözü yaygındı. Ediz Hun’u bir gala için Bursa’ya getirtmiştik. Beraber yazıhaneme döndük. Yazıhanem Kafkas’ın biraz üstünde Nalbantoğlu girişinde Çıksalın İş Hanı’nın olduğu yerdeydi. Otopark yapılırken yıkıldı, arşivimi de koruyamadım. Yazıhaneye girdim, Sevim Çağlayan oradaydı. ‘Şahane Kadın’ diye nam salmıştı. Oynadığı filmler, program yaptığı yerler İstanbul’da uçakla tanıtılırdı. Pırpır tabir ettiğimiz uçakların uçlarına bez afiş bağlanırdı. Şimdiki Beşiktaş Stadyumu’nun üzerinde uçardı. Kadın, Ediz Hun’u bırakmadı. Ona da mecburen Çelikpalas’ta yer ayırttık. Sonra ikisini de otele bıraktık.
Ev Tekstil’inin duayeni Hadi Türkmen Gemlikli idi. Salih Kiracıbaşı’nın kızıyla evlenip, Bursa’nın damadı oldu. ‘Babamın mezarı Gemlik’te, benimki Mudanya olur. Karşılıklı bakışırız’ diyecek kadar nüktedandı.
Yazları Mudanya Arnavut Köy’de Esman Necdet’in işlettiği plaj ve barın hemen bitişiğinde iki katlı tarihi bir evde yaşıyorlardı. Yaz aylarında görüşürdük.”
BURSA’DAKİ GİZLİ NİKAH
Yaşadığı hikâyelerden en ilginciyse bir film yıldızının nişanlısıyla basından habersiz, Bursa’da nikâh kıyması ve bu nikâhın Bahri Akkuşoğlu’nun evinde kıyılması. Evet, sinema dünyasının tanınmış bir yıldızı Bursa’ya geliyor ve gizlice nikâh kıyıyor. Bahri Bey’in sinema dünyasındaki yerini göstermesi açısından çok ilginç hikâyeyi sizlere aktarayım:
1970 yılı, Bahri Akkuşoğlu’nun evi Setbaşı’ndadır. İki önemli misafiri evinde ağırlamaktadır. Murat Soydan ve nişanlısı Güler Samuray… Güler Samuray, 1961 yılında Türkiye Güzeli seçilmiştir. 1967 yılında Nişantaşı’nda tanınmış bir aile tahsilini bitirip İngiltere’den dönen oğullarının şerefine bir parti verir. Bu partide Türk sinemasının yakışıklı jönlerinden Murat Soydan ve Güler Samuray da vardır. Bu partide tanışırlar.
Bu ikilinin yolları iki ay sonra bir gece kulübünde kesişir. Bu karşılaşmadan sonra ikili görüşmeye devam eder. Bu beraberlik 3 yıl sürer. Daha sonra dört ay sonra doğacak çocukları için nikâh kıymaya karar verirler.
Bu nikâhı İstanbul’dan uzakta bir yerde kıymak isterler. İstanbul’a en yakın yer Bursa’dır ve sinemacıların en büyük yardımcısı Bahri Akkuş orada yaşamaktadır.
Yardım için Bahri Bey aranır ve Bahri Bey nikâhı evinde kıymalarını ister. Nikâh günü; 3 Ekim Cumartesi günü saat 16.00 olarak kararlaştırılır.
Güler Samuray 1941 yılında İstanbul’da doğmuş, kolejde okumuş ve arkadaşlarının zoruyla katıldığı güzellik yarışmasında Türkiye güzeli seçilmiştir. 1962 yılında güzellik yarışmasında ülkemizi temsil için Amerika’ya gitmiş, 1963 – 1966 yılları arasında Florida’daki akrabalarının yanında yaşamış, sonra Türkiye’ye dönmüştü.
DÜĞÜN PASTASI
Murat soydan 1966 yılında “Perde” mecmuasının açtığı yarışmayı Tanju Korel ile birlikte kazanarak sinemaya geçti.
Nikâhta bulunanlardan biri Murat Soydan’ın abisi Erkan Tercan’dır (Murat Soydan’ın esas adı Rüçhan Tercan). Düğün pastası Kafkas pastanesinden gelmişti. İkili, 2 Ekim Cuma günü Bahri Bey’in Çelikpalas’ta kendileri için ayırttığı 110 nolu odaya yerleşirler. Ertesi gün Bahri Akkuş’un evine gittiklerinde mahalle sakinleri “AAA… Murat Soydan burada” diye birbirlerine gösterirler. Düğünde Güler Samuray’ın ailesinden katılan yoktur. Murat Soydan’ın annesi ve babası gençleri hayırlı olsun diyerek Kabataş’tan Yalova’ya uğurlamışlardı.
Önce nikah defterine Güler Hanım imzayı atar. Sonra Murat Soydan imzalar, sonra da Murat Soydan’ın şahidi olarak Bahri Akkuşoğlu, Güler Samuray’ın şahidi olarak da Sabahattin Sürmeligil defteri imzalar. Bursa’da birkaç gün kalan çift İstanbul’a döner.
Çift, erken doğan çocuklarına Ali adı verirler. Ancak bu evlilik birkaç yıl sonra boşanmayla sona erer.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BURSA’NIN SİNEMA DUAYENİ: BAHRİ AKKUŞOĞLU
1950’li yıllarda baba mesleği tütüncülük eskisi gibi para getirmeyince, önce dokumacılık sonrasında ise askerlik yıllarından ilgi duyduğu sinemacılığa atılan Bahri Akkuşoğlu’nun sektördeki macerasını Ekrem Hayri Peker kaleme aldı…
İşte sinema tarihinin canlı kütüphanesi 89 yaşındaki Akkuşoğlu’nun anlatımıyla Hülya Koçyiğit’ten Türkan Şoray’a, Ediz Hun’dan Ahmet Mekin’e Yeşilçam ünlüleri gibi Bursa’da açılan sinema salonları ve çekilen filmlerin hikayesi…
Dilek Sineması’nı yaptıran Tarık Segban ve kardeşi Ali Segban, Bursa’da sektörle ilgilenenlerin yakından bildiği isimler. Ama Bahri Akkuşoğlu hatırlanmıyor. Dilek Sineması’nı açan Segban Kardeşler, Bursa’ya dışarıdan geldiler. Segmanlar’ı Kozabirlik Müdürü Sabri Pozen getirdi, Ablaları eşiydi.
Tarık Segban doktordu. 20 Ocak 1952 tarihli Ant Gazetesi’nde bir ilan görüyoruz. Bursa’ya yerleşen Röntgen Mütehassısı Doktor Tarık Sekban’ın açtığı muayenehanenin ilanı gazetede yayınlanıyordu. Kısa bir süre sonra Tarık Segban kardeşiyle beraber sinema işletmeciliğine soyunurdu.
Ali Segban’ı 1967 yılında 38 yaşında geçirdiği kalp krizi sonunda vefat etti. Mudanyalı sinemacı Ümit Aktan, “Hastaneye ben götürdüm, kol düğmeleri bende kaldı” demişti.
Yetmişli yılların sonunda Tarık Segban, Dilek Sineması’nı satıp, ABD’de yaşayan kızının yanına gitti ve bu ülkeye yerleşti. 65 yaşında da orada vefat eti.
İNCİ SİNEMASI
1933 doğumlu Bahri Bey, Bursa’nın köklü ailelerinden birisi ve sinemacılığa onlardan çok daha önce, 1955 yılında başlamış. Babası Kapalıçarşı esnaflarından olan Bahri Bey, sinemacılıkla nasıl tanıştığını ise şöyle anlatıyor:
“Çocukluğumda Ulucami’nin yanındaki merdivenlerin olduğu yerde İstanbul Sineması bulunuyordu. Eski bir yapıydı. Onun dışında Ünlü Cadde’de Milli Sinema bulunuyordu. Türk Ocakları İpekçilik Caddesi’ndeki Ermeni Kilisesi’nde film oynatmış. Bursa’da en modern sinema Saray’dı. Sonra Tayyare Sineması yapıldı. Baba mesleğimiz tütüncülüktü. Tütün eskisi kadar para getirmeyince tütüncülüğü bıraktım. Daha sonra dokumacılık işine girdim. Dokuduğum astarlık ve diğer kumaşları İstanbul-Sultanhamam piyasasında satıyordum. 1958’de Bursa’daki Şar Kulübe üye oldum. Askerliğimi 1955-56 yıllarında yaptım. Komutan postası olarak Malatya ve Diyarbakır’da askeri birliklerde film oynattım. Türkiye, NATO’ya girdikten sonra Amerika’dan hibe olarak yanlarında jeneratörleriyle takım halinde çok sayıda film makineleri geldi.
İnci Sineması 1940’lı yıllarda açıldı. Şehir merkezinde olduğu için seyirci rahat rahat gelirdi.
6 emmuz 1947
Orada Arabacılar Hanı bulunuyordu. Yugoslavya’dan gelen makinistliği bilen Hakkı Tura burayı açtı. Ben ondan devraldım. Kapalıçarşı yangınında İnci Sineması hasar gördü, tamir ettirdim. Yan tarafındaki bahçesinde Yorgancılar Çarşısı açıldı.
İnci Sineması (Resim: Umut Göktaş)
Bir döneme damgasını vuran “Bataklı Damın Kızı Aysel” filmi Bursa’da ilk kez İnci Sineması’nda oynadı.
FOSFORLU CEVRİYE
Yolgeçen Sineması’nı Avukat Mümin İğmen açtı.
Ahmetpaşa otoparkının girişinde, Şimkeş Mescidi’nin arkasındaki bahçe bir kadına aitti. Burada yazlık Lale Sineması açıldı.
Sümer Sineması, Köylü Pazarı’nın olduğu yerdeydi, yıkıldı ve yerine köylü pazarı yapıldı. Devlet Sineması’nın arkasındaki boş alanda Sümer Sineması tekrar açıldı. Sinemayı açan Çoskun Nomer’di. Belediye ile rüsum yüzünden başı derde girdi. O da tuttu, biletsiz, bedavaya film seyrettirmeye başladı. Daha doğrusu, sinemanın önünde o zamandaki film ücreti olan bir liraya çikolata, nane şekeri satıyordu. Onu gösteren sinemaya giriyordu. Belediye sonunda bir bahane bulup, sinemayı kapattı. Çoşkun Bey, Muradiye’de Çiçek Sineması’nı açtı, işletemedi. Ben alıp, işlettim. Asabi tipli bir arkadaştı. Genç yaşta kaybettik.
İhsan Bey (Akseki) diye bir arkadaş Demirkapı’da yazlık ve kışlık bir sinema açtı. Kışlık Arzu Sineması fazla çalışmadı ama yazlık Yıldız sineması çalıştı. Yıllar sonra yeri ayakta duruyor.
Benim oynattığım filmleri geçen tek film “Avare” filmiydi. 1957–58 yılı olmalı, onun bu kadar tutacağını tahmin edemedim. O yıllarda İnci Sineması’nı işletiyordum. Ben de altta kalmadım, Neriman Köksal’ın başrolde oynadığı “Fosforlu Cevriye” filmini oynattım, Neriman Köksal’ın çok tutulduğu yıllardı. Film çok iyi seyirci çekti, Avare’nin karşısında ezilmedim.
Bursa’da 17 film firmasının film dağıtıcısı oldum. Yazlık sinemalardan İnci, Rüya, Park, Zafer, Kışlık sinemalardan Yeni ve Kısmet sinemalarını işlettim. Uluyol’da dokuma fabrikalarının olduğu yerde Yıldız Sineması’nı açtım. Yer sahibi Fatma Hanım’dı. İnci sinemasını 1975 yılında kapattım.
1963 yılında Ali Segban ve Hakkı Tura’yla Sinemacılık Kollektif Şirketini kurduk. Marmara, Yeni, Zafer, İnci, Tan sinemalarını bu şirket işletti.
1972 yılında Sinemacılık Kollektif Şirketindeki hissemi ortağım Hakkı Tura Bey’e devrettim. Türkiye’nin en modern tavukçuluk işletmesini kurdum. Sonraki yıllar bu sektörden de ayrıldım.
RÜYA SİNEMASI *
Rüya Sineması’nı 38 yaşında kaybettiğimiz Ali Segban’la beraber açtık. Açılışa Nesrin Sipahi’yi davet ettik. Para almadan sahneye çıkmadı. Dere kenarına büyük bir pano yaptırmıştım. Oynayan filmlerin afişleri Setbaşı’ndan görünürdü. Rüya Sineması’nda film ücreti bir liraydı. Nesrin Sipahi geldiği akşam 2,5 TL yaptık.
Rüya Sineması’na Elmasbahçeler’den çok sayıda seyirci geliyordu. Kimi Roman vatandaşlar yanlarında getirdikleri yiyecekleri, domatesleri yerlerdi. İçeri kalabalık girerlerdi. Birkaç kişiyi aralarında biletsiz sokarlardı, biz de göz yumardık.
Kapalıçarşı yangınından sonra İnci Sineması’nı yeniden açtım. Sonbahar mevsimi bitiyordu. Belediyenin belirlediği sezonun sonundaydık. Aysel Tanju’nun da oynadığı bu filmin afişinde Aysel Tanju’nun çıplak göğüsleri yıldızla kapatılmıştı. Yerel gazetelerden birisi (Bursa Hakimiyet’te yazan Enver Ayhan) bu afişi bahane ederek “Seks Filmi Oynatıyorlar” diye haber yaptı ve bu haberi sürdürdü. Bu reklamın etkisiyle seyirci patlaması oldu. Sezon kapanış tarihi bitti. Talep çok, resmen seyirci patlaması oldu. Belediye bir yandan kesilen biletlerden rüsum alıyordu, diğer yandan da her gece 50 lira ceza kesiyordu. Sinema Ekim sonuna kadar açık kaldı.
PARK SİNEMASI
Kültürpark’ta belediye 2 bin 500 kişilik bir sinema açmıştı. Burasını Esat Acar 1974 yılında Gazino yaptı, işletemedi. Ben devraldım, Park Sineması adıyla sinemaya çevirdim işletmeye başladım. Uzun yıllar güzel iş yaptım ama televizyon iyice yayılınca seyirci sayısı azaldı, kapatmak durumunda kaldım. Masalı güzel bir sinemaydı.
Televizyon yaygınlaşınca yazlık sinemaların seyircileri yavaş yavaş televizyon dizilerine bağlanmaya başladı. Kaçak dizisi çok tutulmuştu. Dizinin finali oynadığı gece Park Sineması’nda tek seyirci yoktu.
Bir gece Emel Sayın ve Müjdat Gezen oynadıkları filmin galası için geldiler. 2 bin 500-3 bin kişilik sinemaya 800 izleyici geldi.
Park Sineması’nın açılışına Ediz Hun’u getirdim. Buraya gelen Avni Dilligil Tiyatrosu iş yapmayınca kendilerinden para almadım. Lale Oraloğlu’nun oynadığı “Kadınlar Iıh Derse” oyunu tıklım tıklım doluydu. Ama oyun esnasında yuhalayanlar oldu. Oyundan sonra o gece kaçtılar.
Lale Oraloğlu Venedik Film Festivali’nde (20 Aralık 1957 Yeni Ant)
İŞ YAPACAK FİLMLER
Yeni Sinema’nın yeri Gökçenlerindi. Ben kiralayıp, işlettim. Eski bir sinemaydı. Ali Segban ve kurduğum Sinemacılık Kollektif Şirketi burayı işletiyordu. Ali Osman Sönmez burayı alana kadar işlettim. Yeni Sinema’da aksiyon filmlerini oynatırdık. Kısmet Sineması’nda Türk filmleri oynatırdık. Çarşamba günleri kadınlar matinesi yapardık. Sinemanın hemen altında Siemens bayi Selahattin Tokur’un mağazası bulunuyordu. Kışlık Zafer Sineması açılamadı. İki katlı binanın üst katını sinema yapmak isteyen Hayri Küçük bu sinemayı açamadı.
Kışlık Çınar Sineması’nı Mustafa Tekin açtı. 150 kişilik hangar gibi bir yerdi. Sinemalar arasında film dağıtan Özhan Boysan Kiremitçi Mahallesi’nde Konak Sineması’nı açtı.
İş yapacak filmlerin kokusunu çekilirken alırdım. Dağıtım ücretinin üç–dört katını verirdim. O yüzden dağıtımda bana öncelik verirlerdi. Nuri Sesigüzel’in ilk filmi “Fabrika Gülü” filmi İstanbul’da 7 hafta vizyonda kalmıştı. Minibüsle gidip, almıştım.
Bursa’da çekilen filmlere yardımım oldu. Yapımcılara kalacak yer, araba tamiri gibi birçok konuda yardımcı oldum. Evim sinema yıldızlarına açıktı. Murat Soydan Türkiye güzeli Güler Samuray ile evimde nikah kıymıştı.
Yılmaz Güney, Bursa’da “Alageyik” filmini çevirirken, hapse düştü. Kendisini ziyarete giderdim. Hapishane müdürüyle satranç oynardı. Kendisi 1953 yılında Dar Film’de çalışmaya başlamıştı. Bursa’da birçok filmin çekildiği, Samanlı Köyü yolu üzerindeki Dikencik çiftliği 10 bin dönüm büyüklüğündeydi. Alkoçlar akrabamızdı. Onların arabalarıyla Rüçhan Adlı ve Türkan Şoray’ı Bursa’ya getirirdik.
1970 yılında Yılmaz Köksal’ın çevirdiği filminde bir figüran teleferikten düşerek öldü. Cenazesini İstanbul’a ben gönderdim. Şükran Özer Harmancık’da film çevirdi. En çok filmi Türker İnanoğlu’nun sahibi olduğu Erler Film’den alırdım.
YEŞİLÇAM’DAN HİKÂYELER
Ahmet Mekin, Muhterem Nur ve Salih Tozan’ın başrollerini oynadığı “Gurbet Yolcuları” filmi çekilirken araba verdim. Bu filmin bazı sahneleri Misi Köy yolundaki bir değirmende çekilmişti. Salih Tozan, Muhterem Nur’a “Sultanım, benimle evlenir misin?” diye takılıyordu. Muhterem Nur da “Abi, zengin desem değilsin; Genç desem genç değilsin. Ben ne diyeyim” diye cevap verirdi.
Misi köyünde film platosu olarak kullanılan değirmen
1967’de Samanlı Köyü’ndeki Dikencik Çiftliği’nde; Uyanık Film tarafından, Hülya Koçyiğit ve Nuri Sesigüzel’in başrollerde oynadıkları bir film çekiliyordu. Hülya Koçyiğit, dönemin ünlü futbolcularından Fenerbahçe’de oynayan Selim Soydan’la nişanlıydı. Filmin set amiri arkadaşım Kürt Cemil; ‘Selim Soydan geldi’ dedi. Hülya Hanım 2–3 gün izin istedi. Fazla sahnesi kalmamıştı, izin verdik. Daha sonra yapımcı önce gazetelere “Hülya Koçyiğit setten kaçtı” diye haber uçurdu, sonra yanına aldığı gazetecilerle yaşadıkları evi bastı.
Kapı açıldı, patlayan flaşlar, sonra gazetelerde, dergilerde boy boy fotoğraflar. Filmin bu şekilde reklamı oldu. Başka bir reklam usulü de başrollerde oynayan oyuncuların birbirlerine “Âşık” oldukları haberleriydi.
ŞAHENE KADIN
Cingöz Recai olarak tanınan Turan Seyfioğlu alkolden hayatını yitirdi.
İstanbul’dan sinema yıldızları kayak yapmaya geliyorlardı. Onları Uludağ’a götürürdüm. Müzeyyen Senar, sadece kendi içki şişesinden içerdi. Babası Kapalıçarşı’da şıra satardı.
Sinemacılar arasında ‘Bahri Bey’in masasında hesap ödenmez’ sözü yaygındı. Ediz Hun’u bir gala için Bursa’ya getirtmiştik. Beraber yazıhaneme döndük. Yazıhanem Kafkas’ın biraz üstünde Nalbantoğlu girişinde Çıksalın İş Hanı’nın olduğu yerdeydi. Otopark yapılırken yıkıldı, arşivimi de koruyamadım. Yazıhaneye girdim, Sevim Çağlayan oradaydı. ‘Şahane Kadın’ diye nam salmıştı. Oynadığı filmler, program yaptığı yerler İstanbul’da uçakla tanıtılırdı. Pırpır tabir ettiğimiz uçakların uçlarına bez afiş bağlanırdı. Şimdiki Beşiktaş Stadyumu’nun üzerinde uçardı. Kadın, Ediz Hun’u bırakmadı. Ona da mecburen Çelikpalas’ta yer ayırttık. Sonra ikisini de otele bıraktık.
Ev Tekstil’inin duayeni Hadi Türkmen Gemlikli idi. Salih Kiracıbaşı’nın kızıyla evlenip, Bursa’nın damadı oldu. ‘Babamın mezarı Gemlik’te, benimki Mudanya olur. Karşılıklı bakışırız’ diyecek kadar nüktedandı.
Yazları Mudanya Arnavut Köy’de Esman Necdet’in işlettiği plaj ve barın hemen bitişiğinde iki katlı tarihi bir evde yaşıyorlardı. Yaz aylarında görüşürdük.”
BURSA’DAKİ GİZLİ NİKAH
Yaşadığı hikâyelerden en ilginciyse bir film yıldızının nişanlısıyla basından habersiz, Bursa’da nikâh kıyması ve bu nikâhın Bahri Akkuşoğlu’nun evinde kıyılması. Evet, sinema dünyasının tanınmış bir yıldızı Bursa’ya geliyor ve gizlice nikâh kıyıyor. Bahri Bey’in sinema dünyasındaki yerini göstermesi açısından çok ilginç hikâyeyi sizlere aktarayım:
1970 yılı, Bahri Akkuşoğlu’nun evi Setbaşı’ndadır. İki önemli misafiri evinde ağırlamaktadır. Murat Soydan ve nişanlısı Güler Samuray… Güler Samuray, 1961 yılında Türkiye Güzeli seçilmiştir. 1967 yılında Nişantaşı’nda tanınmış bir aile tahsilini bitirip İngiltere’den dönen oğullarının şerefine bir parti verir. Bu partide Türk sinemasının yakışıklı jönlerinden Murat Soydan ve Güler Samuray da vardır. Bu partide tanışırlar.
Bu ikilinin yolları iki ay sonra bir gece kulübünde kesişir. Bu karşılaşmadan sonra ikili görüşmeye devam eder. Bu beraberlik 3 yıl sürer. Daha sonra dört ay sonra doğacak çocukları için nikâh kıymaya karar verirler.
Bu nikâhı İstanbul’dan uzakta bir yerde kıymak isterler. İstanbul’a en yakın yer Bursa’dır ve sinemacıların en büyük yardımcısı Bahri Akkuş orada yaşamaktadır.
Yardım için Bahri Bey aranır ve Bahri Bey nikâhı evinde kıymalarını ister. Nikâh günü; 3 Ekim Cumartesi günü saat 16.00 olarak kararlaştırılır.
Güler Samuray 1941 yılında İstanbul’da doğmuş, kolejde okumuş ve arkadaşlarının zoruyla katıldığı güzellik yarışmasında Türkiye güzeli seçilmiştir. 1962 yılında güzellik yarışmasında ülkemizi temsil için Amerika’ya gitmiş, 1963 – 1966 yılları arasında Florida’daki akrabalarının yanında yaşamış, sonra Türkiye’ye dönmüştü.
DÜĞÜN PASTASI
Murat soydan 1966 yılında “Perde” mecmuasının açtığı yarışmayı Tanju Korel ile birlikte kazanarak sinemaya geçti.
Nikâhta bulunanlardan biri Murat Soydan’ın abisi Erkan Tercan’dır (Murat Soydan’ın esas adı Rüçhan Tercan). Düğün pastası Kafkas pastanesinden gelmişti. İkili, 2 Ekim Cuma günü Bahri Bey’in Çelikpalas’ta kendileri için ayırttığı 110 nolu odaya yerleşirler. Ertesi gün Bahri Akkuş’un evine gittiklerinde mahalle sakinleri “AAA… Murat Soydan burada” diye birbirlerine gösterirler. Düğünde Güler Samuray’ın ailesinden katılan yoktur. Murat Soydan’ın annesi ve babası gençleri hayırlı olsun diyerek Kabataş’tan Yalova’ya uğurlamışlardı.
Önce nikah defterine Güler Hanım imzayı atar. Sonra Murat Soydan imzalar, sonra da Murat Soydan’ın şahidi olarak Bahri Akkuşoğlu, Güler Samuray’ın şahidi olarak da Sabahattin Sürmeligil defteri imzalar. Bursa’da birkaç gün kalan çift İstanbul’a döner.
Çift, erken doğan çocuklarına Ali adı verirler. Ancak bu evlilik birkaç yıl sonra boşanmayla sona erer.
En Çok Okunan Haberler