SON DAKİKA
Hava Durumu

Kendi kaleminden Selçuk Türkoğlu

Bursa Milletvekili ve İYİ Parti Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Selçuk Türkoğlu, Şehrengiz okurları için yazdı...

Haber Giriş Tarihi: 15.03.2024 16:49
Haber Güncellenme Tarihi: 15.03.2024 17:22
Kaynak: Selçuk Türkoğlu
Kendi kaleminden Selçuk Türkoğlu

Kıymetli Şehrengiz okuru;

Şöyle başlamak isterim. Kendimi bildim bileli bir hayat mücadelesinin içinde oldum ve hep emek yoğun çalıştım. Önce ailemizle birlikte içinde olduğumuz zorlu yaşam koşullarının tanığıydım. Sonrasında öğrencilik yıllarındaki vatan millet mücadelesinin, bizzat içinde bulunarak şahidi oldum. Ardından kendi aile hayatımızla başlayan ve siyasi mücadele dönemini de içine alarak bugünlere kadar gelen süreci yaşadım. Bugün geldiğim noktada da ise Bursa Milletvekili ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak devam eden bir büyük sorumluluğun gereğini yerine getirme gayretindeyim. Sizlere kendimi bizzat kendim anlatmak istedim.

1971 yılında dar ve sabit gelirli bir ailenin çocuğu olarak Kayseri'de doğdum. Babası Kayseri Hava İkmal’de çalışan, annesi ev hanımlığı yapan bir Türk ailesi mensubu olarak tam anlamıyla halkın içinden geliyorum.

İlk, orta ve liseyi Kayseri'de okudum, üniversite öğrenimimi ise Uludağ Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi'nde 1994 yılında tamamladım.

Öğrencilik yıllarım ülkücü hareket içinde; vatan millet sevdası duygularıyla ve idealist faaliyetlerimizle geçti.

Vatani görevimi Hatay'da yedek subay olarak ifa ettikten sonra öğretmenlik mesleğine 1997 yılında Batman'da başladım ve Bursa'da devam ettim. Ardından 16 yılı profesyonel olmak üzere 20 yıla yakın süre Türk Eğitim Sen Şube Başkanı ve Türkiye Kamu Sen İl Başkanı olarak sendikal hak mücadelesi verdim. Bu yıllar aynı zamanda benim bir emek ve hak mücadelesi içinde geçen hayat hikayemin çok önemli ve en büyük dilimini kapsadı. Bu arada Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Yönetimi Teftiş Planlama dalında yüksek lisansını tamamladım.

***

Aktif siyasi hayatım ise;

2015 yılı seçimlerinde MHP'den, 2018 yılı seçimlerinde de İYİ Parti'den milletvekili adayı olduğumda başladı. 2017 yılında kuruluşundan itibaren içinde yer aldığı “Cesurlar Hareketi” İYİ Parti'yi ve Genel Başkan Sayın Meral Akşener’i siyasi, ekonomik ve hukuki açıdan dara düşen ülkemizin umudu olarak gördüm. 2020-2023 yılları arasında, seçilerek geldiğim İYİ Parti Bursa İl Başkanlığı’nda, İl Başkanı olarak aktif bir görev üstlendim.

Ülke geneli ve Bursa özelinde ses getiren görsel nitelikli protesto, eylem ve basın açıklamalarıyla yerel ve genel kamuoyunda gündem yarattık.

Bursa’nın tüm sorunlarının tartışılmasını ve çözüm yollarının konuşulmasını sağlayan etkinliklerin yanı sıra vatandaşın günlük hayatına bire bir dokunan çalışmalara imza attık.

14 Mayıs Genel Seçimlerinde de önce partimiz içinde yapılan önseçimde 1. sıradan milletvekili adayı oldum. Sonra da Bursa 1.Bölge 1.Sıra Adayı olarak Milletvekili seçildim. Aynı zamanda İYİ Parti Meclis Grup Yöneticisi ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesiyim.

Sibel Türkoğlu ile evliyim ve Elif Ülkü, Pınar Gökçen, Sıla Selcen, Adnan Yağız adlarında 4 çocuk babasıyım.

 

***

Kendimize şöyle bir soru soralım; Bursa özellikle son 20 yılda kirlendi mi?

Öyle böyle değil, hem de nasıl kirlendi! Havamız, suyumuz, ovamız özetle yer kirlendi, gök kirlendi; Yaşam iksirimiz Uludağ’ımız kirlendi…

O Uludağ ki; şimdi de Alan Başkanlığı adı altında “Talan Başkanlığı”na teslim edildi. Efsane Bursa ovasını bitirdiler, sıra cennet Uludağ’ı acımasızca imara açmaya geldi. Hülasa; “Yeşil Bursa”ydı, güzelliği dilleri destandı, “Beton Bursa” oldu, Dünyaca ünlü güzelim şehrimiz maalesef “Gri Bursa”, “Kirli Bursa” oldu…

Söz veriyorum; Bursa’mızı kirden, pastan, yalandan, dolandan, talandan, ranttan arındırmaya geliyoruz…

Beton Bursa’yı, Gri Bursa’yı, Kirli Bursa’yı; Yeniden Yeşil Bursa’ya dönüştürmeye geliyoruz…

Hiç kuşkunuz olmasın; Efsanelere konu olmuş Bursa’da zaman, bundan böyle İYİ’ler için akacak…

Bursa, sudan ibarettir evet ama aynı zamanda Bursa Uludağ’dan, denizden, zeytinliklerden, şeftali, kiraz, armut, incir ve sebze bahçelerinden de ibarettir. Bursa kaplıcalardan ibarettir. Bursa camilerden ibarettir. Bursa yokuşlardan ibarettir. Bursa çeşmelerden ibarettir. Bursa hanlardan ibarettir. Bursa dutluklardan ibarettir.

***

Bursa, yokuşlarının zirvesinde yaşayanların bile aşağı inerken “Heykel’e çıkacağız” diyen, her şehrimizde olduğu gibi Bursa’nın da merkezinde bulunan Atatürk heykelinin adını verdiği “Heykel’e çıkacağız” diyen bir kibarlıktan ibarettir. Çünkü Atatürk sadece şehrin merkezi değil, devletin de merkezidir, cumhuriyetin de merkezidir, bağımsızlığımızın da merkezidir, yurtta barışın merkezidir, cihanda barışın merkezidir, bu sebeple Bursalılar Heykel’e çıkarken iki dirhem bir çekirdek giyinir ve öyle çıkarlar, çünkü Heykel Bursa’nın podyumudur…

Bursa; “Bu hayâle uyur Bursa her gece, / Her şafak onunla uyanır, güler/ Gümüş aydınlıkta serviler, güller/ Serin hülyasıyla çeşmelerinin. /Başındayım sanki bir mucizenin, / Su sesi ve kanat şakırtılarından/ Billûr bir âvize Bursa'da zaman” diyen Tanpınar’ın “Beş Şehir”inden biridir.

Bursa, Yakup Kadri’nin Muradiye türbelerini ziyaretinde; “Cenneti bundan başka türlü tahayyül edebilir miyiz?” diye sorup, “Ey kararsız gönül, dakikalara ‘dur’ diyebileceğimiz yer burasıdır” dediği şehirdir.

Bursa, erguvan şehridir, manolya şehridir, ceviz şehridir, kestane şehridir ve Bursa yüzlerce yıldır kök salan ve tüm heybetiyle bugün de hayatına devam eden çınarlar şehridir.

Bursa bir lodos şehridir. Son duasını, bir lodosta yitirdiğimiz Duaçınarı’nda yapan Somuncu Baba şehridir, Emir Sultan şehridir, Geyikli Baba şehridir, Veysel Karani şehridir, Üç Kuzular şehridir, Süleyman Çelebi şehridir, Okçu Baba şehridir, Üftade şehridir.

Bursa, Yunan işgal kuvvetleri komutanına yazdığı mektupta:

"Bizler ki bu vatanın öz evlatlarıyız, işte gidiyoruz… ama buraya yakında ordumuzun öncüleri olarak döneceğiz..." diyerek, 10 arkadaşıyla birlikte Uludağ’a çıkan, Kaymakam Hasan Seyfettin Bey’in 12 yaşındaki oğlu Kuvvacı İhsan’ın şehridir.  

Bursa, bir Kuvayı Milliye kahramanı Galip Hoca’nın, yani Atatürk’ün son Başbakanı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın şehridir.

***

Nasıl bir göreve talip olduğumuzun idrakindeyiz. Bursa’nın şehremini olmaya talip olmanın ağır mesuliyetinin ve omuzlarımıza yüklediği yükün farkındayız.

Yıllardır kötü yönetilen, rant uğruna talan edilen Bursa’yı;

Yeniden ihya etmenin, imar etmenin ve bir medeniyet şehrine dönüştürmenin zorluklarının bilincindeyiz. Yüzlerce örnek arasından sadece biriyle yetinerek bahsettiğim zorluğu sizlerle paylaşmak isterim.

Avrupa’da bazı mimarlık fakültelerinde “dünyada absürt yapılar” bahsinde örnek olarak gösterilen ve benim “büyük kent suçu” olarak gördüğüm Doğanbey / TOKİ projesi ne pahasına olursa olsun, maliyeti ne olursa olsun ortadan kaldırılması gereken bir kent suçudur.

Bursa’nın kalbine saplanmış bir ihanet hançeridir Doğanbey-TOKİ. Hanlar bölgesinin, Ulucami’nin, kapalı çarşının hemen yanı başında bir çirkinlik yüksekliğidir.

Bursa’nın neresinden bakarsanız bakın, görünen bir abestir Doğanbey- TOKİ. Bir vandallık ve barbarlıktır. Binlerce yıllık Bursa şehir siluetinin katlidir. İşte bu ve bunun gibi yüzlerce ihanet söz konusudur Bursa’ya karşı işlenmiş. Bir taraftan bu ihanetleri tamir ve tadil etmek, yenilerine ‘dur’ demek ve Bursa’yı tarihine, kültürüne, kültürel dokusuna, tarım potansiyeline, kaplıca, dağ ve deniz potansiyeline, kongre turizmi potansiyeline, kültür turizmi potansiyeline, dini yapılar ve eserler turizmine uygun olarak yeniden ihya ve imar etmek zorundayız, bu bizim omuzlarımızda kaçamayacağımız bir vebaldir.

Dikine kentleşme deprem kuşağında bir şehir olarak Bursa için ayrı bir intihar biçimidir ve yıllardır göz ardı edilmektedir. Kontrolsüz göç her şehrimizde olduğu gibi ve aslında vatanın her karış toprağında olduğu gibi Bursa’mız için de büyük ve çeşitli riskler barındırmaktadır.

***

Hülasa Bursa bize, “Gördüğüm şehirlerin hiçbirine benzemez. Bursa, üzerinde nur dolaşan rûhâniyetli bir şehirdir” diyen Evliya Çelebi’nin emanetidir.

Hülasa Bursa bize, onu ilk başkent yapan fethin emanetidir. Tanpınar’ın emanetidir. Yedi asrın emanetidir. Emir Sultan’ın, Somuncu Baba’nın, Veysel Karani’nin emanetidir.

Hülasa Bursa bize, Bursa’ya olan sevdamızın emanetidir ve biz bu emanete sahip çıkacağız, sahip çıkacağız, sahip çıkacağız.  

Bursa’yı imar rantlarının, Bursa’yı talanın, Bursa’yı kent vandallarının, Bursa’yı kent barbarlarının elinden kurtaracak ve tarihe, medeniyete ve bir cumhuriyet şehri olarak da Atatürk’e yeniden kavuşturacağız.

...Ve “Artık Bursa’da zaman İYİ’LER için akacak…”

Hepimizin bildiği gibi nüfus bakımından ülkemizin 4. büyük kenti olan Bursa’mız; otomotivden sanayiye, imalattan tekstile, lojistikten turizme, tarımdan hayvancılığa kısaca hemen her sektörde tuzu olan hatta çoğunda da başat konumunda olan bir şehirdir…

***

Gel gelelim bugüne kadar:

Ne merkezi idareden yeterli payı alabilmiş ne de şehri yönetenlerin vizyonundan faydalanabilmiş bir şanssız şehir;

Bütün bunların çoğunu kendi kendine başarmış adeta çantada keklik görülmüş bir gariban şehir;

Buna rağmen hiç sitem etmeden kendi kendine yetmeye ve yılmadan üretmeye çalışan bir vatansever şehirdir Bursa!

Oysa, içinden bir imparatorluk doğurmuş, evliyalara, alimlere mesken olmuş bu bereketli topraklar maalesef bilimden uzak, bilimsellikten uzak kötü yönetimlere, liyakatsiz kadrolara heba edilmektedir.

Açıkça görülüyor ki; şehrimizin bütün sorunlarının kaynağı plansızlıktır.

Programsızlıktır. Kötü yönetimdir.

Bursa’mızın plansız olduğu çıplak gözle bakıldığında dahi görülmektedir. Ama gerçek anlamda da plansızdır. Zira 1998 yılında onaylanan 2020 çevre düzeni planı 3 yıl önce güncelliğini yitirmiş ama yenisi hala yapılmamıştır.

Düşünsenize; Dağıyla, deniziyle, yeşiliyle, gölleri ve akarsularıyla vatanımızın en güzel çevresine sahip şehrinin hala güncel bir çevre düzeni planı yok! Uygulama imar planları da ana plandan uzaklaşmış değişe değişe adeta yamalı bohçaya dönmüştür.

Halbuki; Çevre Düzeni Planı bir şehrin Anayasası’dır, koruyucusudur, geleceğidir, umududur. Eğer siz bu planı yapmazsanız şehir kendi dinamiklerini yaratacak ve bütün değerlerini, kaynaklarını canavarca yutacaktır.

Eğer şehirde planlarınız olmazsa;

Afetlere direnemez, rezerv alan bulamaz, kentsel dönüşüm yapamazsın!

Temiz hava soluyamaz, tarım yapamaz, şeftaliyi meyve suyu kutusunda görür, çeşmeden su içemezsin!

Trafik sorununu çözemez, işine gidemez, evine dönemezsin!

Karmaşada yoksulunu, kimsesizini bulamaz, yardımına koşamazsın!

Yangınları söndüremez, ambulansı sokamaz, hizmetini veremezsin!

Çocuklarını parklara götüremez, oyunlar oynatamaz, sağlıklı bir gelecek veremezsin!

Okullarda sıra bulamaz, hastanelerde şifa arayamazsın!

Oluşan gettoları aşamaz, hırsızı uğursuzu yakalayamaz, güvenliği asayişi sağlayamazsın!

Tabi bütün bunların yanında plan olmamasının elbet tırnak içinde faydaları da vardır.

Tıpkı Bursa’mızda olduğu gibi…

Mesela plan olmazsa;

Ne yapalım şehrimizin böyle bir projeye ihtiyacı vardı, planlı yerimizde yoktu, o yüzden şurayı istediler bizde verdik gibi hamasetlerle yandaşa parsel parsel verip rant sağlayabilirsiniz.

Ya da vatandaşa senin yerin zaten plansızdı, değersizdi deyip ata yadigarı mallarına çökebilirsiniz.

***

Ez cümle kıymetli Şehrengiz okuru;

Teveccühünüzle yönetime geldiğimizde ilk işimiz bütüncül bir yaklaşımla; Gürsu, Kestel, Mudanya ve Gemlik’i de içine alacak şekilde 2050 yılı 1/100.000 ölçekli Merkez Çevre Düzeni Planını acilen hayata geçireceğiz. Hatta aynı şekilde her biri vilayet büyüklüğüne ulaşan diğer bütün ilçelerimizin de Çevre Düzeni Planlarını yapacağız. Ayrıca ilçelerimizin planlarında hafif raylı sistemlere yer vermenin de artık vakti gelmiştir.

Soruyorum; İstanbul’da 200 km, Ankara’da 47 km, İzmir’de 20 km yeraltı derin metro hattı bulunurken, nüfus olarak bu şehirlere yakın ve katma değeri daha fazla olan şehrimizde neden 1 metre bile derin metro sistemi yok? Hızlı tren neden yalan oldu, neden işlevsel bir havaalanımız yok, Bursa halkı bu hizmetleri almak için acaba daha ne yapmalı?

Kırsal mahallerimize gelince birçoğu atıl durumda bırakılmış, üretimden düşmüş ve sürekli nüfus kaybetmekte.

Soruyorum;

Alternatif tarım için Organize ve endüstriyel tarım bölgeleri oluşturmak imkânsız mı? Daha büyükleri bir kenara, en azından pilot ‘Mini Toplulaştırma Planlamaları’ denemeye değmez mi, Örtü altı denilen seracılık neden bu kadar geride, Ruhsat kolaylığı, teknik destek, eğitim ve teşvikler vermek çok mu zor?

Tabi ki zor değil ama bunları başarmak için; Rant peşinde koşmak yerine aklınızı buralara vermeniz gerek!

Nepotizm yerine, liyakatli kadrolar oluşturmak gerek!

Azim gerek! Şehrini, vatanını sevmek gerek!

Elbette Bursa’mızın daha nice sorunları var.

***

Biz İyi Parti kadroları olarak hepsini tek tek tespit ettik, ediyoruz…

Hepsini sınıflandırdık, önceliklilerini belirledik ve projelerini hazırladık. Çözmek içinse sadece ve sadece bizlere görev vermenizi bekliyoruz...

Hiç kuşkusuz bunları başarmak için İYİ Belediyecilik yapmak gerek, bunu da ancak İYİ ve CESUR insanlar yapar!

Bursalılar yüreğini ferah tutsun, bizler bunu başaracağız.

Mutlu huzurlu bir Bursa için yüzümüzü güneşe çevirmenin vakti gelmiştir.

O gün, bu gündür…

Kaynak: Selçuk Türkoğlu

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.