SON DAKİKA
Hava Durumu

#Quot

bursasehrengiz - Quot haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Quot haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bi Umut filminin galası İstanbul'da yapıldı Haber

Bi Umut filminin galası İstanbul'da yapıldı

Yapımcılığını "Ayla", "Müslüm" ve "Cep Herkülü: Naim" gibi gişe rekorları kıran yapımlarla tanınan Mustafa Uslu’nun üstlendiği, senaryosunu Mert Dikmen ve Mustafa Uslu’nun yazdığı, yönetmen koltuğunda Gökhan Arı’nın oturduğu "Bi Umut" filminin galası İstanbul'da yapıldı. Film, 7 Kasım Cuma günü tüm Türkiye'de vizyona girecek. Oyuncu kadrosunda Hülya Duyar, Leon Kemstach, Arzum Onan, Fikret Kuşkan, Hayat Van Eck, Celal Öztürk, Gürberk Polat, Yüsra Geyik, Mehmet Esen, Necmi Yapıcı ve Levent Ülgen gibi birbirinden değerli isimlerin yer aldığı film, Tera Yatırım Holding’in sponsorluğundaki gala gösterimiyle izleyiciyle buluştu. 2025 yılının en çok beklenen yapımlarından biri olarak dikkat çeken ‘Bi Umut’ güçlü kadrosu ve sıcak hikayesiyle öne çıkıyor. Hastanede tesadüfen karşılaştığı, kimliği belirsiz konuşamayan, yürüyemeyen, felçli bir Rus gence 10 yıl boyunca annelik yapan Gülsüm Kabadayı'nın fedakarlığını anlatan "Bi Umut" filminin çekimleri Antalya'da ve Moskova’da gerçekleştirildi. Türkçe ve Rusça olmak üzere iki dilde çekilen film, altyazı ve dublaj seçenekleriyle gösterime girecek. Filmde Gülsüm Kabadayı’yı Hülya Duyar, Umut karakterini ise genç Rus oyuncu Leon Kemstach canlandırıyor. Kadroda ayrıca Fikret Kuşkan, Arzum Onan, Yüşra Geyik, Celal Öztürk, Hayat Van Eck, Gürberk Polat, Mehmet Esen, Levent Ülgen, Necmi Yapıcı, Bahtiyar Engin gibi güçlü isimler de yer alıyor. Uzun bir aradan sonra beyazperdeye dönen Arzum Onan, filmde Gülsüm Kabadayı’nın dostu Fatma karakteriyle yer aldı. Süresi 1 saat 55 dakika olan Bi Umut filminin senaryosunu Mert Dikmen ve Mustafa Uslu yazdı. Film, "Ayla", "Müslüm" ve "Cep Herkülü: Naim" gibi gişe rekorları kıran yapımlarla tanınan yapımcı Mustafa Uslu’nun kreatif yapımcılığı ve ortak yapımcılar Rumble ve NBU imzasını taşıyor. Yapımcı Mustafa Uslu, "1970'lerin 80'lerin bir Türk filmini yapma arzusundaydık. Senaryoyu yazarken bu şekilde yola çıktık. Muhteşem bir film yaptık. Türk sineması eski günlerine geri dönecek. Tüm oyuncu kadromuz ve ekibimizin kalbi sinema için attı" dedi. Oyuncu Fikret Kuşkan, "Oynadığım karakter benim için çok değerliydi. Böyle bir çalışmanın içerisinde olmaktan ve yaptığım görevden çok muyluyum. Tüm teknik ve yapımcı kadroya, emeği geçenlere müteşekkirlerimi sunuyorum. Herkes canla başla çalıştı. Türk sinemasında zorlu günler geçiriyoruz. Türk sinemasını yeniden canlandırabilmek için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Sinema salonlarımız yeniden doldurmak istiyoruz. Çünkü bizim toplumumuz, bizim milletimiz sinemaya hayran bir millet" ifadelerini kullandı. Uzun bir aradan sonra ilk defa kamera önüne geçtiğini belirten Oyuncu Arzum Onan da "Bu kadar uzun bir aradan sonra, bu kadar anlamlı ve kalbimize dokunan müthiş bir filmin içerisinde olduğum için çok mutluyum" diye konuştu. Oyuncu Hülya Duyar ise "İzleyicinin özlediği bir film oldu. Böyle bir filmde olduğum için gerçekten çok gururluyum" dedi. Kimliği belirsiz felçli bir Rus gence 10 yıl boyunca annelik yapan Gülsüm Kabadayı, "Film çok güzel kaleme alındı. Ekibimiz çok iyiydi; yapımcımız, yönetmenimiz ve tüm oyuncular çok iyiydiler. Film, sevgiyi ve merhameti yaydı. Tüm dünyada iyilik kazanacak, çocuklarımız ölmeyecek. Çocuklarımız hep gülecek" açıklamalarında bulundu.

Pompeiopolis Antik Kenti'nde 2 bin yıllık tarih yapay zekayla canlandı Haber

Pompeiopolis Antik Kenti'nde 2 bin yıllık tarih yapay zekayla canlandı

Roma döneminde yayıldığı alan bakımından Anadolu'nun en büyük kentlerinden biri olan ve Paflagonya Eyalet Merkezi olarak kurulan Pompeiopolis Antik Kenti'nde gerçekleştirilen kazı çalışmaları, Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde sürdürülüyor. Antik kentte bu yıl gerçekleştirilen kazı çalışmalarında, Hristiyanlıkta din şehitlerine, azizlere adanmış kiliseler olarak nitelendirilen martyrion olduğu değerlendirilen bir yapıya ulaşıldı. Bölgenin ilerleyen süreçte bir hac merkezi olması noktasında verilerin elde edildiği kazı çalışmaları, Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mevlüt Eliüşük başkanlığında yoğun bir şekilde devam ediyor. 2 BİN YILLIK TARİHİN TANITIMINA YAPAY ZEKA DOKUNUŞU Taşköprü Belediyesi ise ilçe ve Kastamonu başta olmak üzere Karadeniz turizmine katkı sağlayacak Pompeiopolis Antik Kenti için önemli bir tanıtım çalışması yürütüyor. Bu kapsamda, Taşköprü Belediyesi tarafından, antik kentin 2 bin yıllık görkemini ve tarih serüvenini ulusal ve uluslararası alanda duyurmak için modern teknolojinin imkanlarını kullara yapay zeka destekli bir tanıtım filmi hazırlandı. Arkeolojik veriler ve bilgileri yapay zeka algoritmalarıyla işleyerek antik kentin ihtişamlı dönemlerini gerçeğe en yakın şekilde gösteren film ile antik kente dikkat çekilmesi hedefleniyor. "BURADA ÇOK DEĞERLİ ESERLER VAR" Antik kentte devam eden kazı çalışmalarını yerinde inceleyen Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, daha sonra açıklamalarda bulunarak: "Kazı çalışmalarımız 2006 yılından itibaren devam ediyor. Ama son yıllarda oldukça hızlı mesafeler aldık. Kazı ekibimiz yoğun çalışıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın ve sponsorlarımızın desteğiyle kazımızın hız kazandığı ortaya çıkan verilerle de gözüküyor. Burası Paflagonya'ya başkentlik yapmış Pompeiopolis Antik Kenti. Burada çok değerli eserler var. Karadeniz'in en değerli kazısının olduğu noktadayız. Tiyatrosunu gördünüz. Karadeniz'de odeionlu tiyatro olan tek nokta burası. Bazelika noktasında da çalışmalar devam ediyor. Mahkeme olarak kullanılan, zaman zaman farklı amaçlar için kullanılan bir nokta. 20 bin 400 metrekarelik villası alanı olan Türkiye'deki üçüncü Roma kentindeyiz. Bin 800 yıl sonra yürüyüş yolu ortaya çıkmaya başladı. Bu bizim için çok önemli" dedi. "HRİSTİYAN CEMİYETİNİN İLERİDE BURAYLA İLGİLİ ÖNEMLİ İLGİSİ OLUŞACAK" Pompeiopolis'in en kısa sürede Karadeniz Bölgesi'ne önemli bir ivme kazandırılacağını ifade eden Arslan, "Her ne kadar tahrip olsa da biz bunları ayağa kaldırmak, yeniden topluma kazandırmak açısından önemsiyoruz. İnşallah devletten alacağımız desteklerle, kazı başkanımızın performansıyla ve bizlerin de desteğiyle Kastamonu, Karadeniz turizmine önemli bir katkıda bulunacağız. Pompeiopolis sadece Taşköprü'yü içermiyor, buranın dönemin dini merkezi olduğu noktasında ciddi veriler tespit edildi. Hristiyan cemiyetinin ileride burayla ilgili önemli ilgisi oluşacak" diye konuştu. "POMPEİOPOLİS FİLM FESTİVALİ KASTAMONULARLA BULUŞACAK" Antik kentin tanıtımı için yaptıkları çalışmalarla ilgili bilgi veren Arslan, "Son zamanlarda en çok ilgi gören şey yapay zeka tasarımları. Biz de bunu neden Pompeiopolis'in geçmişini canlandıran bir film yapmak için kullanmayalım diye düşündük. Hemen çalışmalara başladık ve bunun birinci etabını yaptık. Başka bir projemiz daha var. İki ay içerisinde yapay zekayla kısa bir film çekimi yapılacak. On dakikalık bir film olacak. Onun daha çok etkili olacağını düşünüyoruz. Onu dünya basınına da servis edeceğiz. Dünya Mirası Kastamonu İnisiyatif Grubuyla burada bir program düzenledik. Taşköprü'de Pompeiopolis Film Festivalini de düşünüyoruz. Şu an çalışmalarını yapıyoruz, gerekli girişimlerde bulunuyoruz, hemen hemen altyapısını da oluşturduk. İnşallah Bakanlığa da başvurarak Pompeiopolis Film Festivali Kastamonularla buluşacak. Yurtdışından da en az 5 yabancı filmlerin bu yarışmaya katılması gerekiyor. Bunun da buraya farklı bir ivme kazandıracağını düşünüyoruz" şeklinde konuştu. "TAŞKÖPRÜ'NÜN, KASTAMONU'NUN VE BÖLGENİN KÜLTÜR TURİZMİNİ GELİŞTİRECEK" Amaçlarının antik kentin tanınırlığını sağlamak ve eserleri korumak olduğunu kaydeden Arslan, "Pompeiopolis'in daha çok ilgi görmesi, kazının hızlanması hem yapıların ortaya çıkması hem de korunmasıyla ilgili bazı çalışmalar gerekiyor. Buradaki eserlerin ortaya çıkması güzel ama bunun korunması lazım. Ziyaretçilerin daha iyi gezebilmeleri için yürüyüş yollarının oluşturulmasını amaçlıyoruz. Bunların neticesinde öncelikle Taşköprü'nün, Kastamonu'nun ve bölgenin kültür turizmini geliştirecek. Bütün hedefimiz bu. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansımızla bir protokol imzaladık, girişteki sunum merkezinden elden geçirilecek ve teknik destek verilecek. Oranın bir müze niteliği kazanmasını istiyoruz. Amacımız buranın hızlı bir şekilde turizme açılması ve Örenyeri olarak tescilinin yapılması. Buranın kadim bir şehir olduğunu ülkeye ve dünyaya tanıtmak istiyoruz" ifadelerini kullandı.

"Bursa modeli, Türkiye'ye örnek olacak" Haber

"Bursa modeli, Türkiye'ye örnek olacak"

Bursa Büyükşehir Belediyesi, TMMOB Şehir Plancıları Odası, Bursa Teknik Üniversitesi ve Bursa Planlama Ajansı iş birliğiyle ‘Değişimin Eşiğinde’ temasıyla hazırlanan Dünya Şehircilik Günü 49. Kolokyumu, alanında uzman isimlerin katıldığı paneller, oturumlar, bildiriler, forumlar, çalıştaylar ve sergilerle devam ediyor. “PLAN, BİRÇOK ŞEY İFADE EDİYOR” MBB ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de moderatörlüğünü Yaman Kaya’nın yaptığı ‘Bursa Yerel Oturumu’ paneline konuşmacı olarak katıldı. En başta ülkedeki planlama anlayışının tartışılması gerektiğini söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, Cumhuriyet’in ilk yıllarından 1950’ye kadar olan kısımda devletin örnek alınacak şehir planlaması çalışmaları yaptığını, 1950’den sonra ise ciddi sorunlar yaşandığı dile getirdi. 1960’tan sonra Bursa’nın kaderinin de şehir plancılığı açısından değiştiğini belirten Başkan Mustafa Bozbey, yoğun göçler ve kaçak yapılaşmayla birlikte Bursa’nın çehresinin tamamen değiştiğini ifade etti. Dağdan bakıldığında artık ‘Yeşil Bursa’ değil ‘Gri Bursa’ görüldüğünü anlatan Başkan Bozbey, “Plan, aslında birçok şey ifade ediyor. Planlama anlayışımızı geliştirmediğimizde, kentleri insanların yaşamaktan zevk alacağı mekanlara dönüştürmedikçe halkı mutlu edemeyiz. Bursa’nın nüfusu şu anda 3.3 milyona ulaştı. Bizler günlük verileri ele alarak Bursa’nın geleceğini planlamak gerektiğinin şart olduğunu söylüyoruz. Bursa bu zamana kadar hep yatay büyümüş. Alternatif ulaşım alanları oluşturulamamış. Ovayı koruyalım derken başka yerler kaçak inşaatlara teslim edilmiş” diye konuştu. “PLANLAMALAR, BÜTÜNCÜL BAKIŞ AÇISIYLA YAPILMALI” Bursa’nın nüfusu artarken su konusunun da planlanmadığı için bugün su sıkıntısı yaşandığına dikkat çeken Başkan Mustafa Bozbey, verilerin 1998 yılından itibaren kentteki yağış miktarının azaldığını gösterdiğini dile getirdi. Siyasal erkin kentlerin planlı bir şekilde gelişmesinin önünde bir sorun olduğunu ifade eden Başkan Mustafa Bozbey, “Marmara Bölgesi’ne 30 milyon insan yığıldı. Şimdi müsilaj gibi konulardan bahsediyoruz. Şehir ve ülke planlamasının aslında bütüncül bir bakış açısıyla yapılması gerektiğini gösteriyor. Bursa’yı planlarken, Bursa’nın çevresindeki etkileri de göz önüne almalıyız. Marmara’yı da bütüncül bir şekilde ele almalıyız. Böyle yapılırsa Bursa’da, diğer kentler de kazanır ve insanlar mutlu olur” dedi. “BİZLER BİR ‘KENT ANAYASASI’ OLUŞTURUYORUZ” Göreve geldikten sonra Bursa Planlama Ajansı’nı kurduklarını hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, ilerleyen süreçte Türkiye’de örneği olmayan Akademik Danışma Kurulu’nu oluşturduklarını söyledi. Böylelikle planlama süreçlerinin sadece başkana veya siyasi iradeye bağlı kalmadığının altını çizen Başkan Bozbey, toplumun büyük kesiminin de kentin geleceğine katkı sağlamış olduğunu dile getirdi. Bursa’yı uzun vadeli planlamak zorunda olduklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, “2050 vizyonlu 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nı hazırlarken vatandaşlarla, sanayicilerle, akademik odalarla, sivil toplum kuruluşlarıyla konuşuyoruz. Uzlaşı kültürüyle herkesin sözünün yer aldığı bir 'Kent Anayasası' hedefliyoruz. 17 sektörel çalışma gurubu kuruldu. Her bir sektörle ilgili arkadaşlarımız yoğun bir çalışma yaptılar. Her bir sektörle bir araya gelip son aşamada yine değerlendirme aldılar. İnternette bir portal oluşturarak herkesin şikayet ve önerilerini dile getirmesini sağlayacağız. Bizler bir ‘Kent Anayasası’ oluşturuyoruz. Bu çalışmaya öncelikle Bursalıların sahip çıkması lazım. Ovadaki her kaçak yapı, ovanın katledilmesi demektir. Suyumuzun azalması demektir. Sorunların büyümesi demektir. Biz, güncel veriler üzerinden planı hazırlıyoruz. Bu plana herkesin sahip çıkmasını bekliyoruz” diye konuştu. “TOPRAKLARIMIZIN HER BİR METREKARESİNİ KORUMAK ZORUNDAYIZ” Yaşanan tüm sorunlarının çözümünün, şehir planlamasından geçtiğini aktaran Başkan Mustafa Bozbey, kentsel dönüşüm uygulamalarında da mahallenin dokusunu bozmamaya, komşuluk ilişkilerinin devam etmesine, kentsel ihtiyaçların giderilebilmesine önem verdiklerini anlattı. JICA ile yürütülen projenin önemli olduğuna vurgu yapan Başkan Mustafa Bozbey, çalışmalarla birlikte ‘Bursa Modeli’ oluşturmaya çalıştıklarını, sanayi bölgelerinin de projeye dahil edildiğini belirtti. Dağ yöresinde toprakların neredeyse üçte birinin üçüncü ele geçtiğine, Yenişehir gibi bölgelerde ise oranın üçte birden fazla olduğuna dikkat çeken Başkan Mustafa Bozbey, “Tüm bunlara rağmen tarımı desteklemek için çok ciddi gayret sarf ediyoruz. Birçok konuda destek veriyoruz. Aile işletmelerini çoğaltmaya çalışıyoruz. Tarlaların boş bırakılmamasını istiyoruz. Gerekirse ürünü satın alıyoruz. Çiftçi iyi bir gelir elde ederse toprağını da satmayacaktır. Gençlerin de tarıma yönelmesini sağlamalıyız. 2050 vizyonlu Çevre Düzeni Planı’nda kesinlikle tarımın özel bir yeri var. Topraklarımızın her bir metrekaresini korumak zorundayız. Bizler bu anlayışa sahibiz. Biz tarımı, doğaya, havamızı, suyumuzu koruyarak; kentimizi insanların keyifle yaşayacağı bir ortama getirerek süreci yönetmek istiyoruz” dedi. Oturumun ardından Türkiye’nin farklı şehirlerinden kolokyuma katılan belediyelerin şehir planlama temalı stantlarını ziyaret eden Başkan Mustafa Bozbey, çeşitli okulların öğrencileri tarafından hazırlanan sergiyi de gezerek yetkililerden bilgi aldı.

Gölyazı'daki antik tiyatro kazıları tamamlanma aşamasına geldi Haber

Gölyazı'daki antik tiyatro kazıları tamamlanma aşamasına geldi

Bursa ve Nilüfer'in en önemli turistik bölgelerinden olan Gölyazı Mahallesi'ndeki 2 bin yıllık antik tiyatro kazılarında sona gelindi. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, kazı çalışmalarını yerinde inceleyerek, tiyatronun kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yapacak modern bir mekana dönüştürüleceğini müjdeledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle, Nilüfer Belediyesi'nin destekleri ve Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Ortaçağ Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Derya Şahin başkanlığında 2021 yılından bu yana sürdürülen kazı çalışmalarında son dönemece girildi. Helenistik dönemden kalma ve Roma İmparatoru Hadrianus döneminde yenilenen antik tiyatroda kazılar, bu yıl içinde tamamlanacak. "TÜRKİYE'NİN EN GÜZEL YERLERİNDEN BİRİ OLACAK" Kazı alanını inceleyen Başkan Şadi Özdemir, antik tiyatronun zamanında 5 binden fazla kişiyi ağırlayabildiğini belirterek, "Mevcut halini koruyarak restorasyon çalışması yaptığımızda, burada bir açık hava ortamı oluşturabiliriz. Kültürel ve arkeolojik etkinlikler, öğrencilerin gelip çalışmaları gözlemlemesi, atölye kullanımı gibi faaliyetler düzenlenebilir. Umarız kısa süre içerisinde bu süreci tamamlayarak, belki de Türkiye'nin en güzel yerlerinden birinde güzel kültür sanat etkinliklerini hep birlikte yaşayabiliriz" dedi. Gölyazı'nın yaşamın ve kültürün iç içe geçtiği en güzel bölgelerden biri olduğunu vurgulayan Başkan Şadi Özdemir, "Nilüfer'in tarihi tarafı yeterince bilinmiyor. Yeni bir şehir olarak bilinse de milattan öncesine giden çok sayıda yerimiz bulunmakta. Gölyazı ve Misi gibi tarihi ve kültürel miras açısından çok değerli yerlerimiz var" diye konuştu. BÖLGEYE KAPSAMLI TURİZM VİZYONU Başkan Şadi Özdemir, Gölyazı'nın turizm potansiyelini artırmak için kapsamlı projeler planladıklarını açıkladı. Gölyazı, Akçalar, Fadıllı ve Ayvaköy'ü bir bütün olarak ele aldıklarını belirten Başkan Şadi Özdemir, turistlerin bölgede daha uzun vakit geçirmelerini sağlamak için seyit tepeleri, bisiklet yolları, otoparklar, göl üzerinden ulaşım ve çeşitli aktiviteler planladıklarını ifade etti. Ayvaköy Mahallesi'ni dijital köy haline getirme projesinden de bahseden Başkan Şadi Özdemir, "Dijital göçebelerin gelebileceği ortamlar oluşturmak istiyoruz. İnsanlar bilgisayarlarını yanlarına alarak dünyayı gezerek çalışıyor. Biz de bu bölgede dijital göçebelerin gelebileceği ortamlar oluşturacağız" dedi. Ayvaköy'deki Ayvaini Mağarası'nın da turizme kazandırılacağını belirten Başkan Şadi Özdemir, "Valimizin desteğiyle, buranın giriş-çıkışlarının Nilüfer Belediyesi'ne devri için gerekli talimatlar verildi. Bürokratik süreç tamamlandığında, herkesin güvenle ziyaret edebileceği bir ortam oluşturacağız" dedi. "TARIM VE TURİZM BİRLİKTE GELİŞECEK" Başkan Şadi Özdemir, tüm bu çalışmaların temel amacının Gölyazı halkının sürdürülebilir bir yaşam standardına kavuşması olduğunu vurgulayarak, "Tarım ve turizmi bir arada düşünmek gerekiyor. Bölgede siyah incir, zeytin gibi çok kaliteli tarım ürünleri bulunmaktadır. Umarız halkımız tarımdan vazgeçmez, tarım yeniden harekete geçer ve tarım dışına düşmüş genç nüfus yine tarıma yönelir" dedi. SIRADA RESTORASYON VAR Kazı Başkanı Prof. Dr. Derya Şahin de, tiyatronun Helenistik dönem kökenli olduğunu ve Roma İmparatoru Hadrianus döneminde ciddi bir renovasyon geçirdiğini belirtti. "D formlu bir Roma tiyatrosu olan yapı, zamanında 5 bine yakın oturma kapasitesine sahipti. Günümüze 44 oturma sırası ulaşabildi" diye konuştu. Şahin, Nilüfer Belediyesi'nin desteğiyle bölgede definecilik faaliyetlerinin neredeyse sona erdiğini de sözlerine ekleyerek, "Burada çalışan arkadaşlarımız hem kendi tarihlerini öğreniyorlar hem de neler çıktığını bizzat görüyorlar. Hem arazileri değerlendi, hem gelen turist sayısı arttı" ifadelerini kullandı. Kazı çalışmalarının 5'inci yılında neredeyse tamamlandığını belirten Prof. Dr. Şahin, bundan sonra uluslararası tüzüklere uygun şekilde restorasyon ve rekonstrüksiyon çalışmalarının başlayacağını, tiyatronun yeniden gösteri mekanı olarak kullanılabilmesinin sağlanacağını ifade etti. Başkan Şadi Özdemir, antik tiyatro kazı bölgesinin ardından bölgede yeni bulunan "Simitçi Kale" bölümündeki ipek atölyesini de ziyaret etti.

Osmangazi'de kitap dolu günler Haber

Osmangazi'de kitap dolu günler

2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında gerçekleştirilen Osmangazi Kitap Fuarı kentin farklı noktalarından kitapseverleri bir araya getirdi. Gazeteci Gürses'in moderatörlüğünü üstlendiği söyleşide, ülkenin sosyo-ekonomik durumundan, kadınların hayata dair başarıyla üstlendiği sorumluluklara kadar uzanan geniş bir yelpazede dikkat çekici noktalara işaret edildi. Fuarı gezerek, öncelikle Bursa'da olmaktan duyduğu mutluluğu paylaşan Özlem Gürses, "Bursa'ya bir vesile bulup gelmeyi çok seviyorum. Bursa'yı, Bursalıları çok seviyorum. Benim için bu bir kavuştay demek aslında" sözleriyle dinleyicileri selamladı. Gazeteci Gürses, "Bazen dertleşiyoruz, acaba bugünlerin sonu bir aydınlığa kavuşur mu diye. Muhakkak ki kavuşur. Ben umudunu koruyanlardanım. 1970, Ankara doğumluyum. Devlet memuru bir ailenin kızı olarak büyüdüm. O zamanlar inanır mısınız, orta sınıf diye bir şey vardı. Hem memleketin ahlak ve moral değerlerini nesillere aktardılar, hem bu ülke için ürettiler; inanılmaz katkılar sağladılar, onurlu namuslu hayatlar yaşadılar ve inanılmaz evlatlar yetiştirdiler. İşte öyle bir evde tek çocuk olarak büyüdüm. O ailelerin şöyle bir fikri vardı; çalışırsan, okursan, başarırsın. Bize öğretilenlerin tam tersini yaşadığımız günlere geldik ama ben hala bize öğretilen değerlerin, gün gelip yeniden popüler ve değerli olacağını düşünüyorum" dedi. Yakın zamanda bir proje vesilesiyle bilime değer veren ve bu yönde önemli çalışmalar yapan kadınlarla tanıştığını belirten Gürses, "Gencecik bilim kadınları, inanılmaz işler yapıyor. Medyada sabahtan akşama 'influencer' tipleri anlatmaktansa, bilim kadınlarımızı anlatmamız lazım. Kendi kanalımda bunları yapmaya çalışıyorum. Ekranların kutuplaştıran ve sürekli olarak abuk sabuk tipleri rol model diye önümüze getiren algoritmasını değiştirebilmemiz ve orta sınıfı, kendi onuruyla, namusuyla ayağa kaldırıp, hem bu moral değerlerini, hem de bu güzel idealizm fikrinin yeniden gelmesini sağlamamız lazım" ifadelerini kullandı. Söyleşiler ve imza günleriyle devam eden fuarın beşinci gününde, yazarlar Barış İnce, Aylin Balboa ve İsmail Güzelsoy da kitapseverlerle buluştu. Eserlerinde toplumsal ve bireysel temaları işleyerek, cinayet ve gerilim kurgularıyla öne çıkan Yazar ve Gazeteci Barış İnce ile mizahi ve gözlemci üslubuyla beğeni toplayan Yazar Aylin Balboa, söyleşide deneyimlerini Bursalılar ile paylaştı. İnce ve Balboa söyleşinin ardından okurlarına imza verdi. Fuarda günün son etkinliğinde çok katmanlı kurgularla tarihi, toplumsal ve bireysel konulara perde açan Yazar İsmail Güzelsoy, 'Okumanın Psikolojisi' temalı konuşmasında önemli bilgiler verirken, akabinde kitapseverlere imza dağıttı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.