SON DAKİKA
Hava Durumu

HAZIR CEVAP, SIRADIŞI VE NÜKTEDAN BİR DEVLET ADAMI İDİ…

BİR ÇEVİRMEN GÖZÜYLE AHMET VEFİK PAŞA İlk Türkçe sözlüklerden biri olan ‘Lehçe-i Osmanî’nin yazarı Ahmet Vefik Paşa devlet adamı, diplomat, oyun yazarı ve çevirmendir. Paşa tarafından yaptırılan ve adını taşıyan Bursa Heykel’deki tiyatro binası Anadolu’da kurulan ilk tiyatro binasıdır. Çevirmen Ayşegül Eliaçık Güdük pek çok özelliği ile tanınan Paşa’nın çevirmenlik yönünü sayfalarımıza taşıdı… Bir şehrin

Haber Giriş Tarihi: 19.04.2022 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 19.04.2022 00:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursasehrengiz.com/
HAZIR CEVAP, SIRADIŞI VE NÜKTEDAN BİR DEVLET ADAMI İDİ…

BİR ÇEVİRMEN GÖZÜYLE AHMET VEFİK PAŞA

İlk Türkçe sözlüklerden biri olan ‘Lehçe-i Osmanî’nin yazarı Ahmet Vefik Paşa devlet adamı, diplomat, oyun yazarı ve çevirmendir. Paşa tarafından yaptırılan ve adını taşıyan Bursa Heykel’deki tiyatro binası Anadolu’da kurulan ilk tiyatro binasıdır. Çevirmen Ayşegül Eliaçık Güdük pek çok özelliği ile tanınan Paşa’nın çevirmenlik yönünü sayfalarımıza taşıdı…

Bir şehrin üzerine yazmak, kişi ile mekân arasındaki ilişkiden ibarettir. Sanat, edebiyat ve kültüre değer veren pek çok isim Bursa’yı yapıtlarında özel bir konuma yerleştirmiş ve sanki bu şehirle bütünleşmiştir. Eski Bursa sokaklarında gezerken kim bilir kimler yaşadı, yaşadıklarını eserlerine nasıl yansıttı diye düşünürüm bazen. Bursa, modernleşmenin altında ezilse de halen buram buram tarih kokan bir şehirdir. Adeta, yaşanmışlığın içinde tarihin melodisini duyarak dolaşmaktır…

Müzikten resme, edebiyattan tiyatroya pek çok dalda yerleşmiş değerleri var Bursa’nın. Görmüş geçirmişliğin izleri hâkim şehrin merkezinde. Atatürk Caddesi, telaşenin tam ortasına gömülü sanki. Tiyatro ile aranız iyi olmasa bile burada kocaman harflerde Ahmet Vefik Paşa Devlet Tiyatrosu adıyla tam karşınıza çıkan o görkemli binayı görmezden gelemezsiniz. Bursa’ya ilk kez gelmiş olsanız bile “tiyatronun önündeyim” dediğiniz anda, bulunduğunuz konum hemen saptanır. Kimi zaman bekleme yeridir burası, beklerken insanların yüzlerinden veya yürüyüşlerinden çeşitli hikâyeler kurgulayabilirsiniz kafanızda. Diğer taraftan, meraklı ve araştırmacı biriyseniz eğer bu binanın hangi yaşam anlarına tanık olduğunu, bugünlere nasıl geldiğini öğrenebilirsiniz. Bugüne kadar bu tiyatro binasını ve Ahmet Vefik Paşa’yı anlatan çok fazla yazı yazıldı ve yazılmaya da hala açık bir konu. Bu yazımda, bir çevirmen gözüyle Ahmet Vefik Paşa’nın çevirmenlik yönünden söz etmek istiyorum. Öncesinde bu tarihi yapıttan kısaca bahsedelim.

TİYATRO BİNASI

Bursa Devlet Tiyatrosu’nun kullandığı tiyatro binası, adını Bursa‘da ilk Türk tiyatrosunu kuran Vali Ahmet Vefik Paşa’dan alır. Ahmet Vefik Paşa (1823-1891) tarafından 1879’da kurulan tarihi mekân Heykel’de Atatürk Caddesi üzerinde bulunmaktadır. İstanbul dışında Anadolu’da kurulan ilk tiyatro binasıdır. Ahmet Vefik Paşa’nın Bursa’da yaptırdığı bu tiyatro binasında ilk olarak 15 Eylül 1879’da Paşa’nın Moliere’den dilimize uyarladığı “Meraki (Hastalık Hastası)” piyesi oynanmıştır. Seyircinin eğitimine yönelik kendine özgü pek çok davranışlar sergileyen Paşa, İstanbul dışında Anadolu’da kurulan ilk tiyatro olan “Bursa Osmanlı Tiyatrosu”nda seyirciye Moliere’i hemen tüm oyunları ile tanıtmıştır. 492 kişilik büyük salon ile 60 kişilik oda tiyatro salonu ile kafeterya ve fuayenin yer aldığı tarihi mekânda sadece tiyatro oyunları sahnelenmemekte; yeni tiyatrocular yetiştirmek amacıyla uygulamalı ve kurumsal tiyatro dersleri de verilmektedir.

Ahmet Vefik Paşa, tiyatro seyretmenin gereklerini bilmeyen seyirciye bu işi öğretmeyi kendine görev edinmişti. Bu yolda halkı tiyatroya alıştırmak, beklentilerini doğru ve güzel olana çevirmek, seçici olmasını sağlamak; bütün bunların yanında tiyatro görgüsünü, oyun seyretme ahlakını, bir tiyatroda nelerin yapılıp nelerin yapılmayacağını da öğretmesi gerekiyordu. Ahmet Vefik Paşa, tiyatroda, Tomas Fasulyeciyan Kumpanyasına kendi tercüme ve adaptasyonlarını oynattırır, her gün provalara gider, bir rejisör gibi oyunla ilgilenir ve memurları oyunu izlemeye mecbur tutardı. Bu tür hareketleri yüzünden tuhaf bir adam olarak tanındı.

1831 yılında İstanbul’da başladığı eğitimini, babasının görevi nedeniyle gittiği Paris’te Saint Louis Lisesi’nde tamamladı. Paris’te bulunduğu süre içinde Fransızca’yı anadili gibi öğrendi ve 1837’de yurda döndüğünde tercüme odasında çalıştı. Fransa’daki öğrenim yıllarında Batı kültürünü çok yönlü bir bakış açısıyla algılamıştır. O yıllarda tiyatroya büyük bir ilgi duymuş Batı tiyatrosunu yakından takip etmiştir. 1840’da elçilik kâtibi göreviyle Londra’ya gitti ve İngilizce öğrendi. Sıra dışı uygulamaları, hazır cevaplılığı ve nükteleri uzun yıllar dillerde dolaşmıştır.

TÜRKOLOG’TUR

Ahmet Vefik Paşa, devlet adamlığı ve oyun yazarlığının yanı sıra “çevirmenlik” kimliğini de edinmiştir.  Ülkemizde tiyatro türünün ilk çevirilerini yapan bir dilcidir. Dedesi Yahya Naci Efendi, Müslüman Osmanlı memurlara yabancı dil öğretmek için kurulan ve devletin yıkılışına kadar varlığını sürdüren Tercüme Odası’nın ilk Müslüman asıllı mütercimidir. Babası da Fransızca bilen, çevirmenlik yapmış, Tercüme Odası’nda çalışmış bir memurdur. Ahmet Vefik Paşa’nın ülkemizde ilk tiyatro çevirmeni olması ve on altı dil bilebilmesindeki en önemli etkenlerden birisi babasının ve dedesinin de bu işlerle uğraşmış olmasından ileri gelmektedir.

Tahran’da doğu dillerini incelemesi ve dillerin tarihsel gelişimine kafa yorması onu Osmanlıcanın Farsça ve Arapçanın etkisinden kurtarılması düşüncesine sevk etmiş; Türkçü ve Turancı olmasına yol açmıştır. Türk Dili ve Edebiyatına çok ciddi katkılarda bulunmuş önemli bir Türkolog’tur. İlk Türkçe sözlüklerden biri olan Lehçe-i Osmani’yi hazırlayan, Türk tarihinin Osmanlı ile başlamadığını gündeme getiren ve savunan Ahmet Vefik Paşa, bazılarına göre Osmanlı Türkleri’nin ilk Türkçüsüdür. Ana diline yaptığı çeviriler, Türkçe’ye ne kadar hâkim olduğunu ve Türkçe’nin gelişmesine büyük katkıda bulunduğunu göstermektedir.

MOLİERE ÇEVİRİLERİ

Ahmet Vefik Paşa, Tanzimat dönemi koşullarında kendisine özgü yaptığı oyun çevirileri ile nitelikli bir çeviri ustasına bürünmüştür. Toplam 16 Molière çevirisi bulunmaktadır. Bunların içinde Savruk, İnfial-i Aşk, Dudu Kuşları, Kocalar Mektebi, Zor Nikah, Tartuffe, Adamcıl, Zoraki Tabib, Meraki gibi pek çok uyarlamaları vardır. Bu nedenle Türkiye’de Molière denince akla Ahmet Vefik Paşa’nın gelmemesi imkânsız.

Çoğumuz Ahmet Vefik Paşa’yı devlet adamlığı yönüyle ve Bursa’da tiyatroya verdiği ismiyle tanırız. Çevirmenin adının arka planda olduğunu varsayarsak, Ahmet Vefik Paşa’dan ziyade Molière hakkında daha fazla bilgiye sahip olunması elbette ki normal. Bir toplumun kültür alış verişine en önemli katkı sağlayan aracılar olarak çevirmenler, bilinirliklerinin yüksek olmalarını hak ediyorlar. Ahmet Vefik Paşa, Molière çevirileriyle oyun ve sahne sanatına, dolayısıyla da topluma uygarlık kimliği kazandıran bir çevirmendir. Molière ile tiyatroya aynı ölçüde gönül vermiş, çevirilerinde sayısız engelle karşılaşmıştır. Karşılaşılan engellerden en büyüğü, tiyatronun Müslümanlar arasında ecnebilere ait bir eğlence aracı olduğu yönündeydi. Buna rağmen Osmanlı aydınlarının ilk öğrendikleri Batı dilinin Fransızca olmasından dolayı,  Fransız kültür ve medeniyetinin yakından takip edilmesi bu yola açılan kapıyı daha kolay aralayabiliyordu. O dönemin aydınları Batılı dilleri daha geç yaşlarda öğrenmişlerdi. Bu durum Ahmet Vefik Paşa’nın çevirileri sırasında metindeki bazı yerleri atlamasına ve çok daha sade bir dil kullanmasına sebep oluyordu. Böylece başlarda uyarlama ve adapte gibi teknikler kullanmıştı. Ahmet Vefik Paşa’nın Molière’i tercih etmesinin sebebi gülünç durum yaratması bakımından Molière ile benzerlik taşımasıdır. Toplumdaki gerçek olayları, acı ve kaygıları ironik bir dille karşı tarafa aktarmayı ikisi de iyi biliyordu. Ahmet Vefik Paşa, hayran olduğu Fransız yazarın eserlerinin çevirisini büyük bir başarıyla gerçekleştirmiştir. Bugün bile Moliére tercümelerini hafızalardan kazıyacak ikinci bir güçlü isim maalesef yoktur. Oyun çevirisinin okunmaktan ziyade oynanmak için tercih edildiği o dönemlerde, kaynak ve hedef kültürün birbirine ters düşmeyecek şekilde titizlikle çevirisi yapılmalıydı. Ahmet Vefik Paşa, kıvrak zekâsı ve yazarlık becerisiyle çok rahat bu işin üstesinden gelmiştir.

Ayrıca Victor Hugo ve Voltaire gibi yazarların eserlerini de dilimize çevirmiştir.

GİZLİ KAHRAMANLAR

Yabancı bir yazarın ününe gölge düşürmeyecek şekilde bir eseri okutturacak unsurlardan en önemlisi çevirmendir. İyi bir çevirinin en önemli şartı, kendi ana diline hâkim bir çevirmen tarafından ele alınmasıdır. Dilini özümsemeyen, alanında ustalaşmamış bir çevirmen eseri berbat edebilir. Çevirmenler, çeviri yaptığı hedef dilin kültürüne mutlaka etki ederler. Kültür aktarımını sağlamak için kaynak metni tekrar harmanlayıp yeni bir kültür inşa ederler. Bambaşka bir dünyanın kapısını aralayarak, hiç bilmediğiniz bir dilde yazılan eserin kapısından içeri adım atmanızı sağlarlar. Bir ülkede var olan düşüncelerin başka bir ülkede vücut bulması gibi. Bu yazıyı okuduktan sonra, elinizin altındaki yabancı bir yazara ait bir kitabın çevirmenine mutlaka bakın. Onlar kitabın gizli kahramanlarıdır.

30 Eylül Dünya Çeviri Günü kutlu olsun.

Ahmet Vefik Paşa’ya ve tüm değerli çevirmenlere sonsuz minnetle…

Kaynak:

https://www.bursa.com.tr/tr/mekan/ahmet-vefik-pasa-bursa-devlet-tiyatrosu-638/

https://tr.wikipedia.org/wiki/Bursa_Devlet_Tiyatrosu

http://www.bursanindegerleri.com/kulturel-degerler/ahmet-vefik-pasa-tiyatrosu/

https://www.turkedebiyati.org/ahmet_vefik_pasa.html

https://edebiyatvesanatakademisi.com

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.