“Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilginin iletişim organlarıyla sunulması” eyleminin adıdır haber… Haliyle habercilik işiyle uğraşanlar, iletişim teknolojisi gelişse de dünden bugüne hep haberin toplumla ilgisini gözetirler. Dr. Salih Erol, bu gerçeği bize 150 yıl önce Mustafakemalpaşa’dan verilen 3 haberle anlatıyor.
Haber Giriş Tarihi: 04.11.2022 16:58
Haber Güncellenme Tarihi: 04.11.2022 16:58
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursasehrengiz.com/
Kirmastı Kazası, Mustafakemalpaşa İlçesi’nin 1922’den önceki adıdır. Şehir, altı yüz yıllık Osmanlı tarihi boyunca içinden “Kirmastı” olarak adlandırıldı. Bu isim aynı zamanda şehrin içinden geçen derenin adıdır. Yüz yıl önce bu sıralarda, Yunan işgalinden kurtuluşunun hemen ardından Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın ismi, Kirmastı ahalisinin ortak kararıyla şehre verildi ve bu yeni isim Cumhuriyet’in ilanından sonra resmiyet kazanarak günümüze geldi.
Bizim bu yazımızda işleyeceğimiz üç belge, şehrin Kirmastı dönemine ait belgeler olacaktır. Belgelerden ilki, Tanzimat dönemine ait madencilikle ilgili bir haber; ikincisi, Sultan II. Abdülhamid devrine ait bir okul açılışı haberi ve sonuncusu ise II. Meşrutiyet dönemine rastlayan bir yardım toplama haberidir.
KİRMASTI’DA KÖMÜRÜN KEŞFİ
Bu başlıktaki haberin kaynağı Bursa’nın ilk gazetesi olan Hüdâvendigâr Gazetesi’dir. 1869 yılının başlarında yayın hayatına başlayan bu ilk resmi gazetemiz, valilik tarafından çıkarılmaktaydı. Bursa, bu tarihten başlayarak yaklaşık otuz yıl boyunca tek yerel gazeteli dönemi yaşayacak ve ancak ondan sonra ilk özel gazete ve dergilerle tanışacaktır.
Hüdâvendigâr Gazetesi, vilayet dahilindeki yerel gelişmeleri de haber olarak sütunlarına taşımış ve okuyucusunu yerel konularda bilgilendirmiştir. Gazetenin 10 Mart 1869 tarihli altıncı sayısı, Kirmastı’da kömürün keşfini haber vermektedir. Haberden, Bursa ile Kirmastı arasındaki mesafenin on saat olduğunu öğreniyoruz.Bursa merkezine en uzak kazalarından olan Kirmastı’da kaliteli bir kömür madeni keşfedilmiştir. Sanayileşmenin ilk önemli hamlelerinin bilhassa dokumacılık alanında kendini göstermeye başladığı 1860’lar Bursa’sında yeni bulunmuş olan bu kömür yatakları enerji kaynağı olarak önem arz etmektedir. Haberde bu husus üzerinde durulmuştur. Kirmastı kömüründen nümuneler civardaki fabrikalarda test edilmiştir.
Şimdi, haberin yer aldığı adı verilen gazetenin ilgili sayfasını ve bu sayfanın çeviri yazısını sunalım. Orijinal eski kelimelerin bazılarının karşılıklarını parantez içinde vermeyi, haber metninin daha iyi anlaşılması için, uygun bulduk.
Brusa’ya on saat mesafedeki KirmastıKazası’nda yeni bir kömür madeni olduğu zât-ı vâlâ-yı hazret-i vilâyet-penâhîden (valilikten) haber alınmış ve fabrikalar münasebetiyle iş bu kömürün preste de (dokumacılıkta) hayli sürüleceği dahi meydanda bulunmuş olduğundan şimdilik taharrîye (araştırma) içün iş bu madenden on bin okka kadar numune kömür gönderilmiş ve fabrikalara taksim olunmuştur. İş bu kömürün İngiliz kömüründen kuvvetçe pek farkı olmayıp kayıklarla Akçalar’a ve oradan dahi Brusa’ya naklinde hem suhulet (kolaylık) ve hem ehveniyyet (daha nitelikli) hasıl olarak kantarı on bir on iki kuruşa kadar satılabileceğinden bundan hem ahali ve hem de fabrikacıların müstefid olacakları (yararlanacakları)derkârdır (açıktır). Brusa’da fabrikalar münasebetiyle odun gittikçe pahalanmakta ve hatta ormanlar dahi azalmakta olduğu söylenmekte olduğundan işte şimdi bu kömür gelmeğe başladığı halde ahalinin şu yüzden çektiği sıkıntı bertaraf olur. Fabrikacılar dahi istifade eder. Memlekette kışın sobalarda kullanılır. Her türlü muhassenâtı (faydası) görülür.
Kaynak:Hüdâvendigâr Gazetesi, Sayı: 6, (10 Mart 1869, Çarşamba)
RÜŞDİYE BİNASININ AÇILIŞI
Günümüzde eğitim – öğretim seviyesi bakımından ortaokul düzeyinde bir konuma yerleştirilebilecek olan rüşdiye mekteplerinin memleket sathına yayılması Sultan II. Abdülhamid devrine (1876 – 1909) rastlamaktadır. KirmastıRüşdiyesi de bunlardan biridir ve o dönem için şehirdeki en yüksek kademeli okul sayılmaktadır. Başlangıçta eski medreselerin kıyısında köşesinde başlayan bu rüşdiye mektepleri zamanla kendi hususi binalarına taşındılar. KirmastıRüşdiyesi’nin kendi özel binasına kavuşması, ancak 1893 ortalarında mümkün olabildi.
Bu başlıkta yer vereceğimiz haber ve fotoğrafların kaynağı dönemin en önemli dergilerinden olan Servet-i FünunMecmuası’dır. Mecmuanın 6 Temmuz 1893 tarihli sayısının kapak fotoğrafında KirmastıRüşdiyesi’nin yeni binasına yer verilmiştir. Dönemine göre son derece kaliteli çekilen fotoğrafın altında Türkçe ve Fransızca alt yazı verilmiştir. Türkçe alt yazı şöyledir: “Sâye-i maarif-vâye-i Hazreti PadişâhîdeKirmastıMekteb-i Rüşdiyesi'nin Resm-i Küşâdı”. Yazıyı günümüz Türkçesine şöyle çevirebiliriz: “Eğitim - öğretime önem veren padişahın sayesinde yaptırılan KirmastıRüşdiyesi'nin resmi açılışıdır”. Bu alt yazının Fransızca çevirisine de yer verilmiştir.
Mecmuanın iç sayfalarında kapaktaki fotoğrafın haber metni detaylı bir biçimde yazılmıştır. Ayrıca açılışla ilgili bir başka fotoğrafa daha yer verilmiştir. Buna göre fotoğraflar, Karacabey (Mihaliç) Devlet Çiftliği’nin (Çiftlikât-ı hümâyûn) o dönemki müdürü Aris Efendi tarafından çekilmiştir ve dergiye gönderilmiştir. Dergi, gönderilen fotoğrafları Viyana'da bastırmıştır. Böylece fotoğrafların kaynağı ve yapım aşamaları hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz.
Fotoğraflarda mektep binasının farklı cephelerden görünümünün yanısıra dönemin Bursa Valisi Münir Paşa, Kirmastı Kaymakamı Haydar Bey ve diğer resmi şahıslar görülmektedir. Ayrıca ahalinin de açılışa yoğun bir ilgi gösterdiğini fotoğraf karesinde görmek mümkündür.
ÖVGÜ DOLU SÜSLÜ CÜMLELER
Dönemin basın haberlerinin deişmez klişelerinden olarak padişahı öven uzun ve süslü cümlelerle örülü haber metninin çeviri yazısı şöyledir:
Kirmastı Mektebi’nin Resm-i Küşâdı
Hüdâvendigâr Vilâyeti dahilinde Brusa’ya civar bulunan Kirmastı Kasabası’nda sâye-i maarif-vâye-i hazret-i şehriyârîde bu defa mücededen ve mükemeleninşâ ve ikmâl edilen İbtidâiye ve Rüşdiye kısımlarını muhtevîkargirmekteb Vali-i Vilâyet devletlü Münir Paşa hazretlerinin bir ay akdem mezkûr kasabaya devren vukubulan teşriflerinde küşâd edilmiş ve bu vesile ile dahi ezdiyâd-ı ömr ve iclâl-ı cenâb-ı velinimet-i azamî duâsıref‘-i bâr-gâh-ı Rabb-ı menân kılınmıştır.
Mekteb şeklinden dahi görüldüğü üzere gayet dil-nişin bir tarzda yapılmıştır. Alt katı İbtidâi ve üst katı Rüşdiyeye tahsis edilmiştir. Cihet-i fevkâniyeye bir de güzel kabul salonu ve vali dairesi sıkıştırılmıştır.
Resmimiz mektebin resm-i küşâdınıirâe eder. Kirmastı’ya civar MihaliçÇiftlikât-ı Hümâyûnu ziraat müdiriizzetluAris Efendi tarafından alınıp matbaamıza irsal edilen fotoğraftan ototipi usulüyle Viyana’da yaptırılmıştır.
Mektebin balkonunda görülen zevât, vali-i vilâyet devletlü paşa hazretleri ile maiyet-i âlilerinden ve hükümet-i mahalliye erkânından müteşekkildir. Ahalinin mektebpişgâhına gelerek bir vaziyet-i ihtirâm-kârâne ile temâşâ etmeleri de nazar-ı memnuniyetle görülecek ahvâldendir.
Mektebin tesri-i inşaatında sebk eden himmet ve hizmetinden dolayı Kirmastı Kaymakamı, Mekteb-i Mülkiye-i Şâhâne mezunlarından refetlü Haydar Bey’in el-hakksezâ-vâr tebrik olduğu da ayrıca bildiriliyor. Bu hususta mümaileyhi tebrik eder; zîr-i himâye-i feyz-vâye-i cenâb-ı mülükânede yetiştikleri Mekteb-i Mülkiye’deki semerât ve müktesebât-ı ilmiyelerinin eser-i fiiliyesini böyle memuren bulundukları mevâkideirâe ile daima sevgili padişah-ı azâmımız efendimiz hazretlerine ed‘iye-i hayriye celbine muvaffak olmalarını temenni eyleriz.
DONANMAYA YARDIM
Bir devletin denizlerdeki askerî gücünü ifade eden donanmanın varlığı hemen her zaman hayati öneme sahiptir. Osmanlı Devleti de kuruluş devrinden itibaren bu konuya özel bir önem vermiş ve donanması sayesinde Marmara, Karadeniz, Ege ve Akdeniz’de hâkimiyet kurmuştur. Son devirlerdeki gerilemenin önemli bir sebebi de donanmanın gerilemesiydi. Yine de Sultan Abdülaziz’in özel gayretleriyle satın alınan gelişmiş savaş gemileri, onun haleflerinden Sultan II. Abdülhamid devrinde herhangi bir faaliyet gösteremedi. Abdülhamid devrine son veren İttihatçılar, donanmayı yeniden canlandırmak için neredeyse topyekun seferberlik başlattılar. Donanma Cemiyeti, bu seferberlik ruhunun vatandaşın gönüllü yardımlarıyla desteklenmesi vazifesini icra etti.
Kirmastı ahalisinin donanmayayardım için büyük bir dayanışma örneği gösterdiğini, dönemin gazetelerinden Ertuğrul Gazetesi’nden takip edebiliyoruz. Ertuğrul Gazetesi, II. Meşrutiyet döneminin (1908 – 1918) Bursa’daki en önemli gazetelerinden birisidir. Haftalık olarak yayınlanan bu gazetenin 2 Nisan 1910 tarihli ikinci sayısında: Kirmastı ahalisinin “Donanmaya iânesi” (yardımı), bir “nümune-i hamiyyet” (dayanışma örneği) olarak yazılmıştır. Bilhassa Girit’in o sıralarda Yunanistan’a ilhakı meselesi halkımızı derinden yaralamış ve güçlü donanmanın gerekliliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Kirmastı’da 18 Mart 1910 tarihinde açık müzayede ve toplantı şeklinde donanma için bağış toplanmıştır. İttihat ve Terakki cemiyetinin Kirmastı’daki veznedarı zengin Rum vatandaşlarımızdan Dimitri Panidi’nin en yüksek meblağda yardım yapan kişi olması özel bir anlama sahiptir. Kirmastı Kaymakamı Hamza Bey başta olmak üzere ahalinin hemen hepsi ellerinden geleni yapmış ve neticede o gün yüklü bir yardım toplanmıştır.
BİR GİRİD PORTAKALI
Şimdi, Donanma Cemiyeti’ne Kirmastı ahalisinin yardım haberinin çeviri yazısını ve orjinalını sunarak Kirmastı Tarihi’nden Kesitler başlıklı yazımıza burada nokta koyalım:
Donanmaya İâne: Nümûne-i Hamiyyet
(Donanmaya Yardım: Bir Dayanışma Örneği)
Şehr-i halin beşinci gecesi (18 Mart 1910 Cuma gecesi) Kirmastıİttihad ve Terakki Kulübü pişgâhındaki (önündeki) meydanda donanma iânesi (yardımı) için müzayedeye konulan bir Girid portakalı orada hazır bulunanların galeyan-ı hamiyyetleri neticesinde dört bin üç yüz elli altı kuruşta külup veznedarı Dimitri Panidi bir hamiyyetli vatandaşımız uhdesinde ihale olunmuş ve ibrâz-ı hamiyyette yekdiğerine müsabaka eden zevâtınşedîd (şiddetli), medîd (uzun) alkışları arasında portakalın takdimi şerefi de bilmüzayede otuz bir kuruşta kaimakam-ı kaza Hamza Beyefendi’ye nasib olmuştur. Muhterem vatandaşımızı takdir ederiz. Yaşasın erbâb-ı hamiyyet!
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
KİRMASTI TARİHİNDEN KESİTLER
“Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilginin iletişim organlarıyla sunulması” eyleminin adıdır haber… Haliyle habercilik işiyle uğraşanlar, iletişim teknolojisi gelişse de dünden bugüne hep haberin toplumla ilgisini gözetirler. Dr. Salih Erol, bu gerçeği bize 150 yıl önce Mustafakemalpaşa’dan verilen 3 haberle anlatıyor.
Kirmastı Kazası, Mustafakemalpaşa İlçesi’nin 1922’den önceki adıdır. Şehir, altı yüz yıllık Osmanlı tarihi boyunca içinden “Kirmastı” olarak adlandırıldı. Bu isim aynı zamanda şehrin içinden geçen derenin adıdır. Yüz yıl önce bu sıralarda, Yunan işgalinden kurtuluşunun hemen ardından Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın ismi, Kirmastı ahalisinin ortak kararıyla şehre verildi ve bu yeni isim Cumhuriyet’in ilanından sonra resmiyet kazanarak günümüze geldi.
Bizim bu yazımızda işleyeceğimiz üç belge, şehrin Kirmastı dönemine ait belgeler olacaktır. Belgelerden ilki, Tanzimat dönemine ait madencilikle ilgili bir haber; ikincisi, Sultan II. Abdülhamid devrine ait bir okul açılışı haberi ve sonuncusu ise II. Meşrutiyet dönemine rastlayan bir yardım toplama haberidir.
KİRMASTI’DA KÖMÜRÜN KEŞFİ
Bu başlıktaki haberin kaynağı Bursa’nın ilk gazetesi olan Hüdâvendigâr Gazetesi’dir. 1869 yılının başlarında yayın hayatına başlayan bu ilk resmi gazetemiz, valilik tarafından çıkarılmaktaydı. Bursa, bu tarihten başlayarak yaklaşık otuz yıl boyunca tek yerel gazeteli dönemi yaşayacak ve ancak ondan sonra ilk özel gazete ve dergilerle tanışacaktır.
Hüdâvendigâr Gazetesi, vilayet dahilindeki yerel gelişmeleri de haber olarak sütunlarına taşımış ve okuyucusunu yerel konularda bilgilendirmiştir. Gazetenin 10 Mart 1869 tarihli altıncı sayısı, Kirmastı’da kömürün keşfini haber vermektedir. Haberden, Bursa ile Kirmastı arasındaki mesafenin on saat olduğunu öğreniyoruz.Bursa merkezine en uzak kazalarından olan Kirmastı’da kaliteli bir kömür madeni keşfedilmiştir. Sanayileşmenin ilk önemli hamlelerinin bilhassa dokumacılık alanında kendini göstermeye başladığı 1860’lar Bursa’sında yeni bulunmuş olan bu kömür yatakları enerji kaynağı olarak önem arz etmektedir. Haberde bu husus üzerinde durulmuştur. Kirmastı kömüründen nümuneler civardaki fabrikalarda test edilmiştir.
Şimdi, haberin yer aldığı adı verilen gazetenin ilgili sayfasını ve bu sayfanın çeviri yazısını sunalım. Orijinal eski kelimelerin bazılarının karşılıklarını parantez içinde vermeyi, haber metninin daha iyi anlaşılması için, uygun bulduk.
Brusa’ya on saat mesafedeki KirmastıKazası’nda yeni bir kömür madeni olduğu zât-ı vâlâ-yı hazret-i vilâyet-penâhîden (valilikten) haber alınmış ve fabrikalar münasebetiyle iş bu kömürün preste de (dokumacılıkta) hayli sürüleceği dahi meydanda bulunmuş olduğundan şimdilik taharrîye (araştırma) içün iş bu madenden on bin okka kadar numune kömür gönderilmiş ve fabrikalara taksim olunmuştur. İş bu kömürün İngiliz kömüründen kuvvetçe pek farkı olmayıp kayıklarla Akçalar’a ve oradan dahi Brusa’ya naklinde hem suhulet (kolaylık) ve hem ehveniyyet (daha nitelikli) hasıl olarak kantarı on bir on iki kuruşa kadar satılabileceğinden bundan hem ahali ve hem de fabrikacıların müstefid olacakları (yararlanacakları)derkârdır (açıktır). Brusa’da fabrikalar münasebetiyle odun gittikçe pahalanmakta ve hatta ormanlar dahi azalmakta olduğu söylenmekte olduğundan işte şimdi bu kömür gelmeğe başladığı halde ahalinin şu yüzden çektiği sıkıntı bertaraf olur. Fabrikacılar dahi istifade eder. Memlekette kışın sobalarda kullanılır. Her türlü muhassenâtı (faydası) görülür.
Kaynak:Hüdâvendigâr Gazetesi, Sayı: 6, (10 Mart 1869, Çarşamba)
RÜŞDİYE BİNASININ AÇILIŞI
Günümüzde eğitim – öğretim seviyesi bakımından ortaokul düzeyinde bir konuma yerleştirilebilecek olan rüşdiye mekteplerinin memleket sathına yayılması Sultan II. Abdülhamid devrine (1876 – 1909) rastlamaktadır. KirmastıRüşdiyesi de bunlardan biridir ve o dönem için şehirdeki en yüksek kademeli okul sayılmaktadır. Başlangıçta eski medreselerin kıyısında köşesinde başlayan bu rüşdiye mektepleri zamanla kendi hususi binalarına taşındılar. KirmastıRüşdiyesi’nin kendi özel binasına kavuşması, ancak 1893 ortalarında mümkün olabildi.
Bu başlıkta yer vereceğimiz haber ve fotoğrafların kaynağı dönemin en önemli dergilerinden olan Servet-i FünunMecmuası’dır. Mecmuanın 6 Temmuz 1893 tarihli sayısının kapak fotoğrafında KirmastıRüşdiyesi’nin yeni binasına yer verilmiştir. Dönemine göre son derece kaliteli çekilen fotoğrafın altında Türkçe ve Fransızca alt yazı verilmiştir. Türkçe alt yazı şöyledir: “Sâye-i maarif-vâye-i Hazreti PadişâhîdeKirmastıMekteb-i Rüşdiyesi'nin Resm-i Küşâdı”. Yazıyı günümüz Türkçesine şöyle çevirebiliriz: “Eğitim - öğretime önem veren padişahın sayesinde yaptırılan KirmastıRüşdiyesi'nin resmi açılışıdır”. Bu alt yazının Fransızca çevirisine de yer verilmiştir.
Mecmuanın iç sayfalarında kapaktaki fotoğrafın haber metni detaylı bir biçimde yazılmıştır. Ayrıca açılışla ilgili bir başka fotoğrafa daha yer verilmiştir. Buna göre fotoğraflar, Karacabey (Mihaliç) Devlet Çiftliği’nin (Çiftlikât-ı hümâyûn) o dönemki müdürü Aris Efendi tarafından çekilmiştir ve dergiye gönderilmiştir. Dergi, gönderilen fotoğrafları Viyana'da bastırmıştır. Böylece fotoğrafların kaynağı ve yapım aşamaları hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz.
Fotoğraflarda mektep binasının farklı cephelerden görünümünün yanısıra dönemin Bursa Valisi Münir Paşa, Kirmastı Kaymakamı Haydar Bey ve diğer resmi şahıslar görülmektedir. Ayrıca ahalinin de açılışa yoğun bir ilgi gösterdiğini fotoğraf karesinde görmek mümkündür.
ÖVGÜ DOLU SÜSLÜ CÜMLELER
Dönemin basın haberlerinin deişmez klişelerinden olarak padişahı öven uzun ve süslü cümlelerle örülü haber metninin çeviri yazısı şöyledir:
Kirmastı Mektebi’nin Resm-i Küşâdı
Hüdâvendigâr Vilâyeti dahilinde Brusa’ya civar bulunan Kirmastı Kasabası’nda sâye-i maarif-vâye-i hazret-i şehriyârîde bu defa mücededen ve mükemeleninşâ ve ikmâl edilen İbtidâiye ve Rüşdiye kısımlarını muhtevîkargirmekteb Vali-i Vilâyet devletlü Münir Paşa hazretlerinin bir ay akdem mezkûr kasabaya devren vukubulan teşriflerinde küşâd edilmiş ve bu vesile ile dahi ezdiyâd-ı ömr ve iclâl-ı cenâb-ı velinimet-i azamî duâsıref‘-i bâr-gâh-ı Rabb-ı menân kılınmıştır.
Mekteb şeklinden dahi görüldüğü üzere gayet dil-nişin bir tarzda yapılmıştır. Alt katı İbtidâi ve üst katı Rüşdiyeye tahsis edilmiştir. Cihet-i fevkâniyeye bir de güzel kabul salonu ve vali dairesi sıkıştırılmıştır.
Resmimiz mektebin resm-i küşâdınıirâe eder. Kirmastı’ya civar MihaliçÇiftlikât-ı Hümâyûnu ziraat müdiriizzetluAris Efendi tarafından alınıp matbaamıza irsal edilen fotoğraftan ototipi usulüyle Viyana’da yaptırılmıştır.
Mektebin balkonunda görülen zevât, vali-i vilâyet devletlü paşa hazretleri ile maiyet-i âlilerinden ve hükümet-i mahalliye erkânından müteşekkildir. Ahalinin mektebpişgâhına gelerek bir vaziyet-i ihtirâm-kârâne ile temâşâ etmeleri de nazar-ı memnuniyetle görülecek ahvâldendir.
Mektebin tesri-i inşaatında sebk eden himmet ve hizmetinden dolayı Kirmastı Kaymakamı, Mekteb-i Mülkiye-i Şâhâne mezunlarından refetlü Haydar Bey’in el-hakksezâ-vâr tebrik olduğu da ayrıca bildiriliyor. Bu hususta mümaileyhi tebrik eder; zîr-i himâye-i feyz-vâye-i cenâb-ı mülükânede yetiştikleri Mekteb-i Mülkiye’deki semerât ve müktesebât-ı ilmiyelerinin eser-i fiiliyesini böyle memuren bulundukları mevâkideirâe ile daima sevgili padişah-ı azâmımız efendimiz hazretlerine ed‘iye-i hayriye celbine muvaffak olmalarını temenni eyleriz.
DONANMAYA YARDIM
Bir devletin denizlerdeki askerî gücünü ifade eden donanmanın varlığı hemen her zaman hayati öneme sahiptir. Osmanlı Devleti de kuruluş devrinden itibaren bu konuya özel bir önem vermiş ve donanması sayesinde Marmara, Karadeniz, Ege ve Akdeniz’de hâkimiyet kurmuştur. Son devirlerdeki gerilemenin önemli bir sebebi de donanmanın gerilemesiydi. Yine de Sultan Abdülaziz’in özel gayretleriyle satın alınan gelişmiş savaş gemileri, onun haleflerinden Sultan II. Abdülhamid devrinde herhangi bir faaliyet gösteremedi. Abdülhamid devrine son veren İttihatçılar, donanmayı yeniden canlandırmak için neredeyse topyekun seferberlik başlattılar. Donanma Cemiyeti, bu seferberlik ruhunun vatandaşın gönüllü yardımlarıyla desteklenmesi vazifesini icra etti.
Kirmastı ahalisinin donanmayayardım için büyük bir dayanışma örneği gösterdiğini, dönemin gazetelerinden Ertuğrul Gazetesi’nden takip edebiliyoruz. Ertuğrul Gazetesi, II. Meşrutiyet döneminin (1908 – 1918) Bursa’daki en önemli gazetelerinden birisidir. Haftalık olarak yayınlanan bu gazetenin 2 Nisan 1910 tarihli ikinci sayısında: Kirmastı ahalisinin “Donanmaya iânesi” (yardımı), bir “nümune-i hamiyyet” (dayanışma örneği) olarak yazılmıştır. Bilhassa Girit’in o sıralarda Yunanistan’a ilhakı meselesi halkımızı derinden yaralamış ve güçlü donanmanın gerekliliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Kirmastı’da 18 Mart 1910 tarihinde açık müzayede ve toplantı şeklinde donanma için bağış toplanmıştır. İttihat ve Terakki cemiyetinin Kirmastı’daki veznedarı zengin Rum vatandaşlarımızdan Dimitri Panidi’nin en yüksek meblağda yardım yapan kişi olması özel bir anlama sahiptir. Kirmastı Kaymakamı Hamza Bey başta olmak üzere ahalinin hemen hepsi ellerinden geleni yapmış ve neticede o gün yüklü bir yardım toplanmıştır.
BİR GİRİD PORTAKALI
Şimdi, Donanma Cemiyeti’ne Kirmastı ahalisinin yardım haberinin çeviri yazısını ve orjinalını sunarak Kirmastı Tarihi’nden Kesitler başlıklı yazımıza burada nokta koyalım:
Donanmaya İâne: Nümûne-i Hamiyyet
(Donanmaya Yardım: Bir Dayanışma Örneği)
Şehr-i halin beşinci gecesi (18 Mart 1910 Cuma gecesi) Kirmastıİttihad ve Terakki Kulübü pişgâhındaki (önündeki) meydanda donanma iânesi (yardımı) için müzayedeye konulan bir Girid portakalı orada hazır bulunanların galeyan-ı hamiyyetleri neticesinde dört bin üç yüz elli altı kuruşta külup veznedarı Dimitri Panidi bir hamiyyetli vatandaşımız uhdesinde ihale olunmuş ve ibrâz-ı hamiyyette yekdiğerine müsabaka eden zevâtınşedîd (şiddetli), medîd (uzun) alkışları arasında portakalın takdimi şerefi de bilmüzayede otuz bir kuruşta kaimakam-ı kaza Hamza Beyefendi’ye nasib olmuştur. Muhterem vatandaşımızı takdir ederiz. Yaşasın erbâb-ı hamiyyet!
(Ertuğrul Gazetesi, Numara:2, 2 Nisan 1910 Cuma)
En Çok Okunan Haberler