SON DAKİKA
Hava Durumu

BURSA’NIN SİNEMA TARİHİ

İlk filmin 1895'te, ilk renkli filmin 1902'de yapıldığı, bugüne kadar büyük gelişmelere sahne olan dünya sinemasının 120 yılı aşkın tarihinde, ilk sesli film olan "The Jazz Singer"ın üzerinden 95 yıl geçti. 1912’deki ilk film gösterimiyle buluşan Bursa’da sektörün sonraki serüvenini Ekrem Hayri Peker, Şehrengiz okurları için kaleme aldı.

Haber Giriş Tarihi: 15.09.2022 11:44
Haber Güncellenme Tarihi: 15.09.2022 11:44
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursasehrengiz.com/
BURSA’NIN SİNEMA TARİHİ

Bu topraklarda ilk sinema gösterisi, İstanbul’da 1908 yılında Fransız Pathe firması tarafından bir birahanede yapıldı. O yıllarda henüz büyük salonlara ihtiyaç duyulmuyordu. Dört yıl sonra aynı firma Bursa’da Setbaşı civarında Olimpos adıyla Nasuh Paşa Hamamı arkası veya civarında küçük bir yerde film göstermeye başladı.

1912’de Bursa’da Şark Tiyatrosu açıldı. Bu bina işgal yıllarında Yunan ordusu tarafından ikinci karargâhı olarak kullanıldı. Bu yüzden halk arasında uğursuz bina olarak bilindi ve kaderi de öyle oldu.

SESSİZ FİLMLER

Ülkemizde ilk çekilen filmler sessizdi. Ünlü tiyatro oyuncusu Ahmet Fehim Efendi, 1919’da Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın “Mürebbiye” romanını çalıştı. Filmdeki “Angel” karakterinden Fransız işgalciler, rahatsız olunca ve çalışma sansür yedi. O dönem filmlerde ses yerine alt yazı kullanılıyordu. İlk uzun metrajlı sesli sinema özelliğine sahip “THE Jazz Singer” filmi, 6 Ekim 1927’de gösterime girdi. Film, Türkiye’de 1930 yılında “Caz Mugannisi” adıyla perde aldı.                                                

İlk sesli Türk yapıtı, Muhsin Ertuğrul tarafından çekilen “Kaçakçılar” filmi oldu. 1929 yılında başlanan filmin çekimleri, başrol oyuncusu Sait Köknar’ın yaralanmasından dolayı 1932’de tamamlanabildi.

Muhsin Ertuğrul’un filmlerinde oyuncu kadrosu değişmezdi. Bu oyuncular, Behzat Butak, Sait Köknar, Talat Artamel, Hazım Körmükçü, İ. Galip Arcan ve Atıf Kaptan’dan oluşuyordu.

Muhsin Ertuğrul’un 1931’de İpek Film hesabına sesli film çekmeğe başladı. Çektiği “İstanbul Sokakları” filmi için ilk ortak yapım çalışma diyebiliriz. Mısırlı Azize Emir oyuncu, Yunanlı Gavrilas Fokas ise görüntü yönetmeniydi. Semiha Berksoy, Talat Artemel ve Fahri’nin başrollerini paylaştığı bu filmin konusunun bir bölümü Bursa’da geçiyordu.

Türk Ocakları Derneği Setbaşı’ndaki şimdi yerinde okul bulunan eski Ermeni Kilisesi’nde film gösterdiğini o dönemin yayınlarından biliyoruz. İstanbul’daki sinema isimleri kısa sürede Anadolu’ya yayıldı. Dünya, Melek, Asri, Yıldız, Güneş gibi sinema isimlerine hemen her şehirde rastlanılırdı.

BURSA’DAKİ İLK FİLM

Bursa’da ilk sinema 1920’lerde, Cumhuriyet’in ilanından bir iki yıl sonra açılmış: Adı Muallimler Birliği Sineması’ydı. Muallimler Birliği Sineması’nın bugünkü Setbaşı İlköğretim Okulu’nun bulunduğu yerde olduğunu (Eski Türk Ocakları Binası) 1921 Gemlik doğumlu, Bursa ve Sinema sevdalısı Murat Akgün ifade ediyor. Akgün’ün Nihat Kayabaşı ile yaptığı söyleşide, “Setbaşı İlköğretim Okulu’nun olduğu yerde var olan ve kullanılmayan Ermeni Kilisesi boşaltılarak, sinemaya dönüştürülmüş. Altta, sandalyeden daha güzel, tek tek yapılmış, güzelce düzenlenmiş oturulacak yerleri, açılır kapanır kanepeleri vardı. Makinist yeri üst bölümdeydi” diye anlatmıştır.

1929 yılının sonlarında gittikleri sinemaya, giriş ücreti için 5’er kuruş toplamışlar ve öğrencilere sessiz bir film göstermişlerdi. Gösterimdeki film, Halide Edip Adıvar’ın romanından uyarlanan ‘Ateşten Gömlek’ filmiymiş. (Kayabaşı Nahit, “Beyaz Perdede Zaman”, Bursa Defteri, Mart 1999, Sayı: 1, s. 94)

Muhsin Ertuğrul’un bir filmi savaşın hemen bitiminde 1923 yılında çekilmiş. Filmde, Bedia Muvahhit, Neyyire Neyir gibi Türk kadınları ilk defa rol almışlardı. Murat Akgün o yıllardan şöyle bahsetmiştir; “İşte biz çocuklara onları göstermek istiyorlardı anlaşılan. O zamanlar harpten yeni çıkılmış. Cumhuriyet ilan edilmiş… Yeni bir Türkiye var. Yeni bir anlayış, yeni bir eğitim verilmek isteniyor… Görgümüzü arttırmak, ufkumuzu genişletmek için götürmüşlerdi bizi oraya. İkinci filmi de Muallimler Sineması’nda seyrettim. ‘Malek Harbe Gidiyor’ diye bir filmdi. Bir komiğin filmiydi”

Daha sonra 1932’de Saray Caddesi’nde bugünkü İskender kebapçısının olduğu yerde eski tütün depoları düzenlenerek Milli Sinema açıldı. Aile sineması olarak ünlenen bu sinema 1940’ta kapandı. 1951’de Yeni Sinema adıyla yeniden açıldı.

‘BURSA SENFONİSİ’

Nazım Hikmet’in 1934 yılında “Bursa Senfonisi” adında bir kısa film çevirdiğini Giovanni Scogomillo’nun “Türk Sinema Tarihi” kitabından öğreniyoruz.

Bursa’da çekilen en eski film, 18 Şubat 2013 tarihinde Haber7.com sitesinde haber olmuştu:

“Dünyanın çeşitli yerlerinde 1896 yılından bu yana çekim yapan Fransız Gaumont Pathe Firması arşivinden çıkan filmlerin 20'nci yüzyıl başlarında, Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit döneminde çekildiği tahmin ediliyor. Sessiz filmlerden 'Eski Osmanlı Başkenti Bursa' ismini taşıyan ilkinde, kentten genel görüntülerin yanı sıra, Gökdere Vadisi, hamamlar ve Muradiye'nin bahçelerine yer veriliyor. 'Anadolu'nun Yollarında' isimli diğer filmde ise, yakıcı güneş altında Bursa'ya seyahat anlatılıyor. Yolda verilen molanın yanı sıra tarihi Abdal Köprüsü'nden geçişin yanı sıra o dönem seyahatlerde kullanılan bineklerin önemi vurgulanıyor.”          

HALKEVİ VE SİNEMA KÜLTÜRÜ

Cumhuriyet döneminde sağlık, ulaşım, tarım, hayvancılık, sanayi alanlarının yanı sıra büyük bir çağdaşlaşma hamlesi başlatıldı. Art arda yapılan ölçü, kılık-kıyafet, medeni kanun, Latin harflerine geçildi. Bu devrimlerinden sonra “eğitmenler” yoluyla okuma-yazma seferberliğine girişildi. Bu seferberlik kurulan Halk Evleriyle taçlandırıldı.

Bursa ve ilçelerinde kurulan Halkevleri, tiyatro-edebiyat faaliyetleri ve sinema gösterileriyle kültürel seviyeyi yükseltmek için büyük çaba harcamışlardır. Bursa’da sinema kültürünün yayılmasında Bursa Halkevi’nin katkısı göz ardı edilemez. 1933 yılında kendi salonlarında Almanya’dan getirilen faydalı belgesellerle başlayan bu süreç filmlerle devam etmiştir.

HALKEVİNİN FAALİYETLERİ

Bursa Halkevi, ağırlıklı olarak tiyatro faaliyeti yapmıştır. Sinema yoluyla da kültürel seviyenin yükselmesi için çalışmışlar ve bu amaçla belgesel film oynatmışlardır. Halkevi tiyatro ve film ile yetinmemiş, kukla, orta oyunu ve karagöz gösterileri düzenlemiştir. (Dr. Mine Akkuş, Bursa Halkevi ve Uludağ Dergisi, s:130-131, Bursa 2011)

Almanya’dan sağlık, sosyal, ahlak konulu filmler getirilmiş, bu filmler Türkçeye çevrilmiştir. 1933–34 yıllarında Almanya’dan getirilen siyah-beyaz filmler, Bursa merkez ve köylerinde gösterilmiştir. Bu amaçla biri seyyar 2 adet projeksiyon makinesi satın alınmıştır. [Dr. Mine Akkuş, Bursa Halkevi ve Uludağ Dergisi, Bursa 2010]

Haydarpaşa öğretmenlerinden Cemal Yener tarafından, “Türkiye’de Hayal ve Karagöz” konulu bir konferans verilmiş, gösterinin ardından Karagöz ve film gösterileri yapılmıştır.

Halkevi, 1943’te de kültürel amaçlı belgesel gösterilerine devam etmiştir. Halkevi tiyatro kolundaki bazı kişiler, “Büyük İtiraf” adlı filmde Cahit Irgat’la birlikte oynamışlardır.

Halkevi, Ulucami yanındaki eski bir medreseyi sinemaya çevirmiş ve burası, “İstanbul Sineması” adıyla işletmeye açılmıştır. Halkevi temsil komitesi, halkı sinema konusunda bilinçlendirmek için, 19 Mayıs 1947’de Bursa’ya gelen yazar ve rejisör Vedat Örfi Bengü’den, “Filmcilik ve Bir Film Nasıl Yapılır” konulu bir konferans talep etmiştir.

Ancak bu sinema yangın geçirip, harap olunca halkevi salon sıkıntısına girmiştir. Temsillere ara verilmiş, sinemaların fazla kira istemesi, salonları iki gün önceden vermek istememeleri temsil komitesini başka bir çare aramaya itmiştir.

İngiliz kültür heyetinden alınan filmler halkevinin 16mm’lik sinema makinesiyle, her ayın 15 ve 18. günleri halka ücretsiz film gösterisi yapılmıştır.

FİLM GÖSTERİMLERİ

Ünlü caddedeki Milli Sinema bu amaçla kullanılmış ve önemli sayıda insana ulaşmıştır. Matbuat Genel Müdürlüğü’nün propaganda amacıyla çektiği ve illere gönderdiği, ‘İnönü Kampı’ ve ‘Sümerbank’a ait sanayi kuruluşlarını anlatan kısa metrajlı filmler, okullarda ve haftanın belli gecelerinde halka izlettirilmiştir. 1945’te Ankara Stadyumu’nda yapılan, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ile Bursa Merinos Fabrikası önünde çekilen Kılıç Kalkan oyununun filmi, halkevinde gösterilmiştir.

Bursa Halkevi de 1941’de sinema gösterilerini sunmuş ve 6 bin 600 kişi gösterilen filmleri izlemiştir. Mayıs 1941’de 11 film gösterilmiş, ayrıca hükümet meydanında (Heykel önü) portatif perde ile kurulan Meydan Sineması faaliyetini sürdürmüştür.

Halkevi salonunda 1941 Temmuz’unda, 16 sinema gösterisi yapılmış, Meydan Sineması gösterilerine devam etmiş ve bu defa 27 bin kişi film izlemiştir.

Halkevi, salonunda belgeseller gösterilmeye devam etmiş; “Atatürk’ün nutku, cenaze töreni, Hatay’ın kurtuluşu ve Kara Dev” belgeselleri gösterime sunulmuştur. Halkevi’nin gösterdiği filmler, CHP Genel Merkezi ve Millî Eğitim Bakanlığı’nca gönderiliyordu. Halkevi Meydan sinemasında film göstermeye devam etmiştir.

Şinasi Çelikkol 25 Temmuz 2015 tarihli görüşmede: “Ellili yılların başında Atatürk Cadde’sinde iki doktor muayenehanesi ve evi bulunuyordu. Diş doktoru Şadi Bey’in evinin duvarı yüksekti. 2,5-3 metre vardı. Bu duvara perde çekilir ve film oynatılırdı. Film makinesi belediye tarafındaydı. Gece yoldan pek araç geçmezdi, Bursa’da çok az motorlu taşıt bulunuyordu. Kaldırıma oturup, oynayan filmleri seyrederdik” şeklinde anlatmıştı.

BATIKLI DAMIN KIZI

1923-1950 yıllarında Bursa’da Sinema Salonları:

Okuryazar oranının güçlükle yüzde 15’lere zar zor yükseldiği yıllar. Üstüne üstlük 6 yıl süren İkinci Dünya Savaşı yılları… Günde birkaç saat yayın yapan telsiz (radyo) ve zar-zor ulaşılan gazeteler… Eğlence olarak meddah, cambaz, karagözcüler ve sinema… Sinema okur yazar olmayan kitlelerin eğlendiği, dış dünyayı gördüğü, tanıdığı bilinçlendiği bir dünyaydı Ülkemizde bu yıllarda güçlü ve dış dünyaya yönelik bir sinema sektörünün doğmamasının sebebi sinema salonlarının ve doğal olarak seyircinin azlığıdır. Doğal olarak sinemayı tiyatrocular başlattılar. Bu işin öncüsü Moskova’ya sinema eğitimi almaya gönderilen Muhsin Ertuğrul oldu. Dönemin sinema anlayışının Nazım Hikmet tarafından zorlandığını görüyoruz. Bursa’da dört kapalı ve üç yazlık sinemanın dışında Merinos ve Suğni İpek ve Karacabey Harası’nda sinema salonları vardı.

Doğal olarak Bursa’nın gözü bu sinemaların üzerinde idi. İstanbul’dan gelen tiyatrolar, sihirbaz ve komikler burada program yapar, sanatçılar burada konser verirlerdi. Sinema aynı zamanda sosyalleşme yeriydi. Şehrin kenar mahallelerindeki yazlık sinemalar gençlerin buluşma ve kavga yeriydi. O dönem kavganın da bir eğlence olduğunu unutmayalım. Mahalle gençleri sinemaya gelen başka semtlerin gençleriyle kavgaya tutuşurdu. Karaborsa bilet satışı bu yıllarda da var idi.

Sinemalardaki asayiş olayları gazetelerde (gazetelerin dört sayfa olduğu düşünülürse) geniş bir yer bulurdu. Bursa doğal güzellikleri, büyük çiftlikleri, Uludağ’ı, tarihi hamamları ve Çelik Palas oteli ile filmler için doğal plato olma özelliğini sürdürmüştü. Senaryosunu Nazım Hikmet’in yazdığı Aysel Bataklı Damın Kızı ile başlayan süreç günümüze kadar ulaşmıştır.

ŞARK SİNEMASI

Hem tiyatro hem de sinema olarak kullanılan Şark Tiyatrosu; Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa’ya yaptığı birinci ve ikinci gezilerindeki önemli iki konuşmasına da tanıklık ediyordu. Şark Tiyatrosu, Cumhuriyet sonrasında çoğunlukla “Şafak Sineması” adıyla, kültürel faaliyetler için olarak kullanılıyordu.

Türk Ocağı Tiyatrosu ve Sineması: 1926 yılında Setbaşı İpekçilik yokuşundaki Ermeni Kilisesi tiyatroya dönüştürülmüştür. Burada Muallimler Birliği Sineması adıyla film gösterimleri yapılmıştır. Darülbedayi’nin Bursa turnelerinde Türk Ocağı Tiyatrosu’nu kullanmıştır.

Vasfi Rıza (Zobu) Darülbedayi’nin birçok oyun sahnelediği salonun yerini şöyle tasvir ediyor: “Hükümet meydanından Yeşil camiine gitmek için Setbaşı denilen yerde bir köprüden geçilir…Köprünün öbür başında sağ tarafa tesadüf eden kısmında eski bir kilise, etrafında da odalar vardır. Burasını Türk Ocağı’na vermişler. Ocak da bu metruk kilisenin içine bir sahne yaparak tiyatro salonu haline koymuş.”

Milli Sinema: Ünlü Cadde’de tütün deposundan bozma bir bina faaliyet gösteriyordu. Kısa sürede Bursa’nın en gözde sineması oldu. Sonra işletmecisi değişti, yeni işletmeci eski kaliteyi yakalayamayınca gözden düştü ve kapandı. Daha sonra yerine “Yeni Sinema” açıldı. Bu sinema yıkılacağı 70’li yılların ortasına değin varlığını sürdürdü.

TAYYARE SİNEMASI

Dönemin ünlü mimarlarından Arif Hikmet Koyunoğlu´nun projesi doğrultusunda Tayyare Cemiyeti (Türk Hava Kurumu) tarafından yaptırılmış ve 1932 yılında hizmete açılmıştır. 1945 yılında Bursa Belediyesi tarafından satın alınan bina, uzun yıllar sinema ve hizmet binası olarak kullanılmıştır. Tayyare Sineması’nın otuzlu yıllarda Bursa kültür hayatındaki yerini en güzel aşağıdaki ilan anlatır:

23 Nisan 1935, Bursa Sesleri gazetesi, Tayyare Sineması ilanı:

“Tayyare Sinemasının ses makinesi tamamen değiştirilmiş ve en son model teçhizatla mükemmel bir hale konulmuştur.

Bayram Haftası Programı

1- Paganini

Mümessilleri: İvan Petrovçi, Eliza Illiard

Büyük Napileon’un hemşiresinin aşkını gösterir filimdir. Büyük müzisyen olan (Paganini) filmini mutlak görmeği tavsiye ederiz.

2- İki gönül bir olunca

Mümessilleri: Klodet Koliret, Klark Gagle

Bu yepyeni temaşanın size vereceği aşk macerası, zengin dekorlarla vaktinizi pek güzel geçireceksiniz.

3- Maceralar Kralı

Mümessilleri: Yok Jons

Beyaz Atlı namile maruf meşhur artist Yok Jont tarafından çevrilen ve hakikaten dünya sinema meraklılarını heyecandan heyecana sürükleyen bu film dahi Bayram münasebetiyle yüksek fedakârlıklarla programa dahil edilmiştir.

4- Harp Kahramanları

Harbi Umumî esnasında Fransa’da çarpışan Alman ve Amerikan muharebelerinden sahneler vardır. Aynı zamanda Amerika’nın hali hazır vaziyetinde makinenin yükseldiğini ve buna mukabil sefaletlerin arttığını göstermektedir.

İlâveten Gösterilecek Filimler:

5- Kuleli mektebi 1935 senesi mezunları münasebetiyle tören

6- Almanca müzikli komedi

7- Kâbe’den Kudüs’e kadar seyahat

8- Kadın Avcısı

Fiyatlar: Loca: 150, Hususi: 30, Balkon: 25, Duhuliye: 20

Gündüz seanslarında öğretmen ve okurlara Hususî ve Balkon: 20, Duhuliye: 10 kr.

Matineler: Pazar günleri saat 1, 3 --- (2 Matine)

Suareler her gece tam saat (8,30) da

NAZIM VE BURSA

Nazım Hikmet çok sayıda senaryo yazdı ve küçük bir ekiple İpek Film hesabına üç kısa film çekti. Düğün Gecesi/ Kanlı Nigar (1933) İstanbul Senfonisi (1934), Bursa Senfonisi (1934). Maalesef bu filmler kayıptır. Nazım Hikmet 1937 yılında tek uzun metrajlı filmini çeker, “Güneşe Doğru”.

Filmin başrollerinde Arif Dino, Ferdi Tayfur, Mediha ve Reşit Baran oynamıştır.

Aysel Bataklı Damın Kızı, Söz bir Allah Bir, Düğün Gecesi/Kanlı Nigar, Tosun Paşa, Leblebici Horhor Ağa, Kahveci Güzeli, Balıkçı Güzeli, İstiklal Madalyası ve Kızılırmak Karakoyun; Nazım Hikmet’in yazdığı senaryolardan filme alınmıştır.

Dış sahneleri Bursa ve Samsun’daki Yörükler arasında çekilen Kızılırmak Karakoyun iki defa filme alınır. 1947’de Muhsin Ertuğrul ve 1967’de Yılmaz Güney tarafından. Nazım Hikmet, takma ad olarak Ercüment Er ve Mümtaz Osman isimlerini kullanmıştır.

Söz Yılmaz Güney’den açılmışken Nebil Özgentürk, Umut filminin dış gösterimi için Yılmaz Güney’in Bursa’ya geldiğini yazar.

“Ve Umut… Cannes’de gösterilen ve dünya basınında hakkında sayfalarca olumlu yazılar çıkan ilk Türk filmidir…Aslında bir gurbetçinin valizinde Cannes’e gönderilmiştir Umut. Danıştay’dan olumlu karar çıkmasının ardından yasal olarak festivale gönderilmesi için çok çalışılmış son çare olarak gurbetçi valizi düşünülmüştür. Hatta dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangi Yılmaz Güney ve Abdurrahman Keskiner’le Bursa Çelik Palas’ta buluşur. Çağlayangil bir şeyler yapacağı konusunda söz vermesine rağmen, bir daha aramaz.” Dorsay, Atilla, Yılmaz Güney Kitabı, s.603, İstanbul-2000).

KAYNAKÇA

•          Abisel, Nilgün, Türk Sineması Üzerine Yazılar, Ankara-2005

•          Akkuş, Mine, Bursa Halkevi ve Uludağ Dergisi, Bursa-2011

•          Bütün C. Günay, R.N., Şahin M.M. “Merinos”, Ocak 2015, Bursa

•          Çalıkuşu, N.- Kemankaş, İ., Kapılar, Ağustos 2013 Olay TV

•          Dorsay, Atilla, Yılmaz Güney Kitabı, İstanbul-2000

•          Gümüş, Turgut, Kurşunlu, Bursa, 2000.

•          Kayabaşı Nahit, “Beyaz Perdede Zaman”, Bursa Defteri, Mart 1999, Sayı: 1, s. 94

•          Lüleci, Yalçın, Erken Cumhuriyet Döneminde Atatürk ve CHP’nin Sinema Politikaları, Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi, 2018, sayı: 31, s, 222-248

•          Menteş, Niyazi, Bir Sinemacının Künyesi, Söyleşi: Bursa Defteri Sayı Ağustos 1999, sayı: 4, s. 34 Menteş, Niyazi, Vefasız Olsa da Zaman (Gönül Kahvesi Serisinden:2) Bursa Hikâyeleri, Bursa-1999

•          Özyılmaz, Özge, Türkiye’de Sesli Filme Geçiş, Alternatif Politika, Sinema Özel Sayısı-2016    

•          Peker, Ekrem Hayri, Benim Sinemalarım, Bursa Araştırmaları Dergisi s:38

•          Scognamillo, Giovoni, Türk Sinema Tarihi Kabalcı Yayınları, İstanbul-2010

•          Uysal, Tamer, Bursa: Beyaz Perdedeki Kent

•          Uysal, Tamer, Uludağ ve Sinema, www.bursadakultur.org,

•          Yayın, Deniz, Perdeye Vuran Bursa, Bursa’da Yaşam, Bursa, Kasım-2012

•          Yıldırım, Oktay Murat, Mısır Filmlerinin Türk Sineması ve Türkler Üzerine Etkileri, Uluslararası Türk-Arap Müşterek Değerler ve Kültürel Etkileşim Sempozyumu Bildiriler Kitabı, (s: 286-305), 12-15 Mayıs 2013 Amman

•          Gazeteler:  Ant,  Bursa Hakimiyet, Haber, Hâkimiyet Milletindir, Milliyet,  Olay, Yeni Ant

•          Dergiler: Perde, Ses, Sinema, Yeni Sinema, Yıldız

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.