BURSA’DA BİR İLK: KİTABEVİNDE KİTAP MEZATI

Sümerlilerle başlayan yazı hikâyesi, matbaanın keşfi ile hızlanarak bildiğimiz kitap serüvenine dönüştü. Yakın tarihin dijitalleşen dünyasında ise kitaplar bildiğimiz şeklinden sıyrılıp sanal dünyanın içindeki yerini almaya başladı. Okur, kitabevlerine gitmeden, raflar arasında dolaşmadan, sayfalara göz atmadan kitap edinmeye başladı. Bursa’nın tanınmış sahafları kitapseverleri yeniden kitaplarla buluşturmak adına unutulmaya yüz tutmuş ‘mezat’ usulünü hayata geçirdiler. Bu projenin ortaklarından Öykü Kitabevi sahibi Süleyman Kaymaz konuyu Şehrengiz okuyucuları için yazdı. 

Haber Giriş Tarihi: 11.05.2022 11:18
Haber Güncellenme Tarihi: 11.05.2022 11:18
https://www.bursasehrengiz.com/

Kitapçı Süleyman Kaymaz

Albert Labarre, Kitabın Tarihi adlı kitabına şu uzun cümle ile başlar:

“Kitap, ilkçağ doğusunun kil tabletler biçiminde muhafaza ettiği, Yunanlılar ve Romalıların önlerine açtıkları, ortaçağın kürsülere astığı, atalarımızın ellerine aldıkları ve şimdi de bizim cebimize koyabildiğimiz bu nesne, düşüncenin dile getirilmesinde ve her çeşit bilginin muhafazasında, özel bir inceleme gerektirecek kadar büyük bir yer kazanmıştır.”[1]

Matbaanın ortaya çıkışıyla ilkel biçimlerinden kurtulan kitabın pabucunu internet dama atamadı. Dijital çağın en somut ürünü olan e-kitap, tüm avantajlarına rağmen basılı kitabın önünü kesemedi. Bazı çevrelerce, “e-kitap, basılı kitabın yerini alır mı?” tartışmaları yapılırken kâğıtla bağ kurmuş okurların basılı kitaba olan tutkusu devam etti. Tıpkı, e-postanın, mektubun yerini alacağı düşünülmesine rağmen az da olsa mektuplaşmaların sürmesi gibi. Kâğıt, adeta insanın genlerine sirayet etmişti. İnternet çağında doğanlar bile basılı kitaba ilgi duydular.

Bursa’nın ikinci el kitap satan kitapçıları ve sahafları üzerine çok yazılıp çizildi. Fakat yazılanların çok azı kitabevlerinin sorunlarından bahsetti. Yer bildirimleri ve kuruluş tarihlerinin bilgileriyle doldurulmuş kuru metinlerden ibaret olan bu yazılar Bursa’nın kültür hayatına damga vurmuş kitabevlerini hakkıyla anlatamadı. Şüphesiz bunun altında, sosyolojik bakıştan uzak, aceleci ve muhakemeden yoksun anlayışlar yatmaktadır!

TUZ PAZARI’NDA AÇILAN KİTAP SERGİLERİ

1960’lı yıllarda pazar günleri Tuz Pazarı’na kurulmaya başlayan kitap sergileri[2] Bursa’nın kültür hayatında önemli bir gelişmeye yol açtı. Kitapseverlerin ilgisini çeken bu sergilere, okurların açtığı yeni sergiler eklendi. Her yaştan okurun rağbet ettiği sergiler zamanla çoğalıp Okçular Çarşısı’na doğru yayılarak okurların buluştuğu bir mahfile dönüştü. Meslekte ilk tecrübesini burada edinen bazı sergi sahipleri daha sonra dükkân açarak şehrin önemli kitapçı ve sahaflarından olmuşlardır. Kitabevimin de aralarında bulunduğu (Öykü Kitabevi), Mecit Bilgin (Asa Kitabevi) Sami Kaynar (Eser Kitabevi Sahaf), Burhanettin Ganioğlu (Bilge Kitabevi Sahaf) bu kitapçılardan bazılarıdır. Günümüzde faaliyetlerini devam ettiren bu kitapçılardan Mecit Bilgin, kitapçılığın yanında yayıncılık da (Asa Yayınları) yapmaktadır. 2015’te dükkânını kapatmış ve internet üzerinden kitap satışına yönelmiştir.  

2004’te sergilerin kapanması şüphesiz Bursa kültür hayatını olumsuz yönde etkiledi. Sergilerdeki hareketliliği gören seyyar satıcıların Okçular Çarşısı’na akın etmesi kargaşaya yol açtı. Zaman zaman yer kavgalarına dönüşen bu kargaşa, en sonunda belediyenin müdahalesiyle son buldu ve sergi açmak yasaklandı. Böylece bir dönem sona erdi.

DEĞİŞEN YAŞAM BİÇİMLERİNİN KÜLTÜREL SONUÇLARI

1950’li yıllardan sonra gerçekleşen sanayi hamlelerinin neticesinde Bursa göç aldı ve şehir batıya doğru genişledi. Tarım arazilerine kurulan yerleşim yerleri kentin doğasını bozdu. Eli mala tutanlar bile müteahhitliğe soyundular! Artık kartpostallarda kalan “Yeşil Bursa” eski dokusunu yitirdi. Bursalılar tüm bu olup biteni şaşkınlıkla izledi. Şehir büyüdükçe yaşam alanı daraldı. Bunlara paralel olarak ekonomik şartlar zorlaştı. Geçim sıkıntıları sosyal yaşama yansıdı. Öncelikleri değişen insanların kültürel faaliyetlere olan ilgileri azaldı. Bunda yanlış eğitim ve kültür politikalarının da büyük etkisi vardır. 2000’li yıllara gelindiğinde dijital devrimin uzantısı olan internet hayatımıza girdi. Masaüstü bilgisayarlar dizüstü bilgisayarlara, dizüstü bilgisayarlar telefonlara dönüşerek yaşamın bir parçası haline geldi. Muhakkak ki her çağ yeni yaşam biçimlerini de beraberinde getirir. Dijital çağ dünyayı küçülttü. Fakat sosyal ve kültürel yaşamla olan bağı keserek insanı yalnızlığa itti.

Artık Bursa’nın eski sinemaları yok. Bir zamanlar kitapçıların şenlendirdiği Burç Pasajı izbeye dönüştü.[3] Bursa Kitapçılar Çarşısı’nın bulunduğu Osmanlı Pasajı maziye karıştı.[4] Kültür mahfili olan sahaflar da yeni çağdan nasibini aldı. Çoğu ya kapandı ya da internet üzerinden satışa yöneldi. İnternet, basılı kitabın önünü kesemedi belki; fakat edinilmesinde aracı oldu. Şehir halkının ilgisizliği kitabevlerini adeta kitap depolarına çevirdi. Üniversitenin şehir dışında olması öğrencilerin kitabevlerinden ayağını kesmesine neden oldu. Zaten ezbere dayalı yeni eğitim anlayışında kitap okumanın lüzumu da kalmamıştı! Yeni düzen, televizyon kanalları ve gazetelerin kültür sayfaları aracılığıyla yeni bir okur tipini doğurdu. Bu okur tipi, medyanın kendisine işaret ettiği kitapları okumaya başladı. Çoğu günübirlik, yarına kalmayacak kitaplardan oluşan listeler elden ele gezdi ve eskiden kitabevlerine gelip raflardaki kitapları inceleyerek kitap seçen okurlar gitgide azaldı. Yeni okur tipi, yeni bir yazar tipini de beraberinde getirdi. İçi boş metinlerden, beylik laflardan oluşan kitaplar yazan popülist yazarlar türedi. Şehrin kitabevlerine uğramayanlar bu yeni yazar tipinin pazarlandığı kitap fuarlarına akın ettiler.

BURSA’DA İLK KEZ BİR KİTABEVİNDE YAPILAN KİTAP MEZATI

Geçmişte kültür mahfili olan kitabevlerine ilgisizliği ortadan kaldırmak ve eski hüviyetini kazandırmak için bir araya gelen Öykü Kitabevi, Bilge Kitabevi Sahaf, Akyıl Kitabevi Sahaf, bir ilke imza atarak Bursa’da kitap mezatı düzenlemeye başladılar.

Arapça kökenli bir kelime olan mezat, açık artırma ile yapılan satış anlamına gelmektedir. Bu satış usulünde, taşınır ya da taşınmaz mallar satışa çıkarılarak en yüksek meblağı teklif eden kişiye satılır. Günümüzde bazı ticaret mallarının, kullanılmış eşya, antika ve nostaljik ürünlerin satışında kullanılan bir yöntemdir. Mezatlarda sunumu yapan kişiye münadi denir. Münadi, Arapça bir kelimedir ve nida eden anlamına gelmektedir.

Milattan önce 5. yüzyılda yaşamış olan Herodotos, Herodot Tarihi adlı eserinde Babil uygarlığında senede bir yapılan kız alma törenlerinin açık artırma usulüyle yapıldığını, evlilik çağına gelen Babillilerin fiyat artırarak en güzel kızı eş olarak almaya çalıştığını anlatır.[5] Bu bilgi, mezat usulü satışların eski çağlara kadar dayandığını gösterir.  

Mezat kültürüne edebiyatımızda da yer verilmiştir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Bir Şehit Mezatı” adlı hikâyesi şehit olan askerlere ait eşyaların açık artırma ile satılmasını ele alır.[6] Haldun Taner’in “Artırma” adlı hikâyesi ise mezatları takip eden; fakat hiçbir ürüne pey vermeyen bir kişinin ilginç çelişkilerini anlatır.[7]

İlki, 13 Şubat 2022’de yapılan kitap mezatında bir kısmı Osmanlıca olmak üzere, tarihi, edebi, dini, felsefi ve sanat içerikli kitaplar satışa çıkarılıyor. Kitaplar üzerine anekdotlarla bir sohbet havasında geçen kitap mezatı, yakın bir gelecekte Bursalı okurların kaynaşabileceği bir mahfile dönüşeceğe benziyor. Her Pazar saat 15.00’da Öykü Kitabevi’nde düzenlenen mezatta edebi metinlerin okunduğunu, küçük söyleşilerin yapıldığını belirten mezat sahipleri, kitap sektöründeki olumsuz gelişmelerin mezat fikrinin ortaya çıkmasında etken olduğunu, amaçlarının, unutulmaya yüz tutmuş yazarları anımsatmak ve nitelikli eserlere dikkat çekmek olduğunu söylediler.

Okur ile kitabevleri arasındaki zayıf bağı güçlendirmeyi hedefleyen kitapçılar Bursalı okurları mezata bekliyor.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Dip Notlar:

[1] Albert Labarre, Kitabın Tarihi, İletişim Yayınları, 1994

[2] Bkz. Uğur Ozan Özen, Bursa’daki Kitapçıların Son Yüzyılı, Nilüfer Belediyesi Yayınları, Bursa, 2021, s. 73.

[3] Bkz. Uğur Ozan Özen, a.g.e. s.123

[4] Bkz. Uğur Ozan Özen, a.g.e. s. 95

[5] Herodotos, Herodot Tarihi, (çev. Müntekim Ökmen), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2020, s. 106.

[6] Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Savaş Hikâyeleri, İletişim Yayınları, 2019, İstanbul, s. 117.

[7] Haldun Taner, On İkiye Bir Var, Yapı Kredi Yayınları, 2020, İstanbul, s. 68.