Kayseri tarihini 6 bin yıl önceye dayandıran arkeolojik bulgu ve belgelerin gün ışığına çıkarıldığı ve 'Anadolu tarihinin başladığı yer' olarak bilinen Kültepe Kaniş-Karum Ören Yeri'ndeki devam eden kazılarda; bilinen saray ve anıtsal yapıların haricinde yeni evler ortaya çıkartıldı. Kültepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu; "Bu bizim için yeni bir olay. Bu tabi ki gayet doğal, bu yapılarda çalışan insanlar yakın bir yerde oturuyor olmalıydı. Dolayısıyla onların da oturdukları konutlara ulaşabildik" dedi. Kayseri-Sivas karayolu üzerinde bulunan ve 77 yıllık geçmişiyle Türkiye'nin en uzun arkeolojik kazılarından olan Kültepe-Kaniş-Karum Ören Yeri'nde Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu başkanlığındaki kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin destekleriyle devam ediyor. 1948 yılında başlayan ve aralıksız devam eden kazılarda Asurlu Tüccarların Anadolu'ya geldiği dönemin öncesini çözmeye çalıştıklarını aktaran Kültepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu; "78. senesindeyiz, gerçekten Kültepe kazısı çok uzun soluklu bir kazı. 1948 yılında başlayan kazılar hemen hemen aralıksız olarak devam ediyor. Belirli dönemlerde belirli konular üzerine yoğunlaştığımız bir kazı burası. Kültepe'nin en önemli olduğu zaman Asur Ticaret Kolonileri Çağı dediğimiz Asurlu tüccarların Anadolu'ya geldiği dönemin yaklaşık olarak en azından 500-600 yıl öncesini çözmeye çalışıyoruz. Anadolu insanının okumaya, yazmaya başlamadan 600 yıl kadar önceki bir zaman dilimi içinde kazıları sürdürüyoruz. Bu kazıların hedefi tabi ki Anadolu'nun ve Kültepe'nin başta olmak üzere bütün Yakın Doğu'nun Eski Tunç Çağı dediğimiz dönemini anlamak. Bizim buradaki en büyük hedefimiz; önemli büyük anıtsal yapılara sahip Kültepe'nin daha erken dönemde nasıl bir yerleşim olduğunu anlamak. Devam eden kazılarda görüyoruz ki; ciddi olarak Her dönemde önemli bir merkez olmuş Kültepe'nin özellikle tepe kısmında sürekli olarak büyük anıtsal yapılar yapılmış. Tabi ki bunlar çeşitli sebeplerle yıkılmış, yakılmış ve onların üstüne tekrar yeni gelen insanlar aynı şekilde burada büyük anıtsal yapılar yapmış. Büyük yapılar dediğimiz; saray gibi idari bir görevi olan yapı kompleksi diyebileceğimiz yapılar. Bu anlamda yaklaşık olarak milattan önce 3'üncü bin yıldan itibaren Kültepe'de sürekli olarak anıtsal yapılar üst üste yapılıp yıkılmış, tekrar üstüne büyük anıtsal yapılar, saraylar, mabetler yenisi yapılmış. Bu şunu gösteriyor Kültepe her dönemde sadece Asurlu tüccarların geldiği dönemde değil, çok daha öncesinden itibaren, yaklaşık olarak 6 bin yıl öncesinden itibaren Kültepe hep en büyük merkezlerden biri olmayı başarmış" dedi.